Van’daki barajların doluluk oranının kritik seviyede olduğunu söyleyen Ziraat Yüksek Mühendisi Mehmet Şerif Kayalık, kentteki kuraklığın tüm Serhat bölgesini etkileyebileceği konusunda uyardı.
Devlet Su İşleri (DSİ) verilerine göre, Van’da bulunan Sarımehmet Barajının doluluk oranı yüzde 12.7, Zernek Barajının doluluk oranı ise yüzde 29.1. Serhat bölgesinde başta Van olmak üzere tüm kentlerde bu yıl yağış oranları normalin altında seyrederken, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2022 yılı Yağış Değerlendirme Raporuna göre, Van Gölü en az yağış alan bölge oldu. Raporda, “En az yağış 335 mm ile Van Gölü, en fazla yağış 1122 mm ile Doğu Karadeniz Havzası’nda gerçekleşmiştir. Normaline göre en fazla azalma ise yüzde 33 ile Kuzey Ege Havzası’nda meydana gelmiş ve havza yıllık yağışları son 14 yılın en düşük seviyesine inmiştir. Van’ın yağışlı olduğu gün sayısı ise 96” ifadelerine yer verildi. Kentteki kuraklığın bir diğer göstergesi ise Zernek Barajı. Barajdaki su seviyesi baraj kapaklarının onlarca metre gerisinde. Sadece dip suyu kalan barajda zemindeki kayalıklar ise çıplak gözle görünebiliyor. Kuraklığın bir diğer göstergesi ise olta balıkçıları, balıkçılar baraj kapaklarının bulunduğu alana rahatça ulaşıp avcılık yapabiliyor. Barajdaki su seviyesindeki düşüş aynı zamanda baraj üzerinde bulunan balık çiftliklerini de etkiliyor.
KURAKLIKTAN VAN GÖLÜ DE ETKİLENDİ
Serhat bölgesinde yağışların ciddi oranda düşmesinden etkilenen Van Gölü’nün bir kısmında su çekilmesi kilometreleri buluyor. Göldeki çekilmenin sonuncunda yer yer martı ve balık ölümleri de yaşandı. Suyun çekilmesiyle Edremit, Erciş ve Muradiye ilçelerindeki kıyılarda eski iskele, kale ve tarihi kalıntılar ile mikrobiyalitler ortaya çıktı. Yine göl suyuyla beslenen birçok dere ve küçük göl de ya kurudu ya da kuruma tehlikesi altında. Yağışların azalması, iklim odaklı projelerin geliştirilmemesi kentteki tarımı ve hayvancılığı da olumsuz etkiyor. Kentte hayvancılık bitme noktasına gelirken, kuraklığın tarımı nasıl etkileyeceğine dair ise büyük endişe yaratıyor. Kentteki kuraklık üzerine ajansımıza değerlendirmelerde bulunan Ziraat Yüksek Mühendisi Mehmet Şerif Kayalık, kentteki kuraklığın tüm bölgeyi etkileyeceğini ifade etti.
‘BARAJ ALARM VERİYOR’
Zernek Barajı’nın tarım arazilerine sulama olanağı sunduğunu hatırlatan Kayalık, “Zernek Barajı içerisinde kafes balıkçılığı da yapılıyor. Gelinen noktada birçok unsurun etkisiyle barajdaki aktif olarak kullanabilecek su oranı yüzde 10 civarında. Bu da çok ciddi tehlike, barajımızın artık alarm verdiğini gösteriyor. Bununla birlikte içme suyu kaynaklarına, tarımsal alanlara bu suyun verilmemesi demek. Bu nedenle tarım arazilerine su verilmemesi demek, hayatın durması demek. İçme su kaynaklarının beslenememesi demektir” diye konuştu.
‘ÜRETİM DURABİLİR’
Barajdaki suyla tarım yapılamayacak duruma geldiğini vurgulayan Kayalık, “Bu durumda üretim durur. Kendi arazisini ekemeyen çiftçi soluğu şehirde alacaktır, bu da beraberinde kente göçü yoğunlaştıracaktır. Bu durumda da şu an kullanılan tarım arazilerinin atıl duruma gelmesine neden olacaktır. Yani kısacası üretim bitmesi demektir. Zaten belli ürünleri diğer bölgelerden alıyoruz. Hububat ekiminin de azalması demek açlık ve kıtlık demektir” şeklinde konuştu.
‘İNCİ KEFAL DE OLUMSUZ ETKİLENECEK’
Kentteki tüm kuraklığın birbiriyle ilişkili olduğunu söyleyen Kayalık, “Van’daki Sarımehmet Barajı da kritik seviyede. Son DSİ verilerine göre doluluk oranı çok yetersiz umut ediyoruz ki yağışlar olur” dedi. Zernek Barajında çok sayıda yurttaşın kafes balıkçılığı yaptığını hatırlatan Kayalık, “Barajdaki su seviyesinin düşmesi balıkçılık sektörünü de etkileyecek. Sudaki oksijen seviyesinin düşmesi hem balık ölümlerine hem de balıkların gelişimini etkiliyor. Balıkçılık sektörünü de zor günler bekliyor. Van Gölü’nde de su çekilmelerinin olduğunu biliyoruz. Su seviyesi düşüyor. Bu gölde yaşayan inci kefali için önemli. Derelerdeki suların azalmasıyla birlikte İnci kefalin üreme göçünü etkileyecek” diye konuştu.
‘BİR AN ÖNCE EKOLOJİK TEDBİRLER ALINMALI’
DSİ verilerini hatırlatan Kayalık, “Verilere göre Doğu Anadolu Bölgesi çok şiddetli kurak olarak sınıflandırılmış durumda. Bu yüzden bir an önce buna yönelik projeler yürürlüğe girmeli, tedbirler alınmalı. 2030 tahminlerine göre de hem ilimiz hem bölgemiz şiddetli kuraklık kategorisinde yer alıyor. İşin ciddiyetinin farkına varmak gerekiyor. Korumaya yönelik tedbirler alınmalı. Bu tedbirlerin doğayla uyumlu ekolojik olması gerekiyor. Doğal çevreler oluşturulmalı, ormanlaştırılma artırılmalı ” ifadelerini kullandı.