EKOLOJİ HABER- Ağrı ve çevre kentler son dönemlerde yaşanan kuraklıktan doğrudan etkilenen bölgelerden. Birçok su kaynağının kuruduğu bir çoğunun ise kuruma seviyesine çekildiği bölgede içme ve sulama suyunun tedarikinde sorunların yaşanacağı belirtiliyor. Tarımsal üretimin de bu durumdan etkilendiği ifade ediliyor.
ÖZEL HABER: İhsan Birgül/ Ağrı
İklim krizi ile beraber artan kuraklık dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de etkiliyor. Ağrı ve çevre kentler ise Türkiye’de kuraklıktan etkilenen bölgelerden.Kuraklık; yağışların azaldığı, yağışlı dönemin kısaldığı ve yağoş şeklinin değiştiği bölge için büyük riskler taşıyor.
https://www.youtube.com/watch?v=3DmlKH_jyp8
Öyle ki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 28 Şubat 2023 tarihinde yayınlandığı kuraklık haritasına göre Ağrı olağanüstü kuraklık tehlikesi altında olan illerin başında geliyor. Doğubeyazıt ilçesi Ağrı’nın en kurak ilçesi olarak ilan edildi. Özellikle sonbahar mevsimi ve kışın büyük bölümünü yağışsız geçiren Doğubeyazıt, hem yurttaşların içme ve kullanma suyu konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor hem de çiftçisi tarım için su bulmakta zorluk çekiyor.
Kar yağışlarının en başlaması ve bu yağış oranlarının da az olması bölgenin önemli su kaynakları olan Balık Gölü ve Murat Nehri’nin üzerinde çok olumsuz etkileri var. Balık Gölü’nde sular çekilirken, Murat Nehri ise geçmiş yıllara nazaran daha az su berrak akıyor.
Ekoloji Haber, yaşanan sorunun izini sürdü. Konuyla ilgili konuştuğumuz Doğubeyazıt Belediye Başkanı Yıldız Acar ve Doğubeyazıt Ziraat Odası Başkanı Aydın Alkan, kapıda bekleyen riski tüm yönleriyle ele aldı.
İçme ve sulama suyu temininde büyük riskler kapıda
Doğubeyazıt Belediye Başkanı Yıldız Acar, Doğubeyazıt ilçesinin en kurak dönemlerinden birini yaşadığını söylüyor. Acar’a göre ilçe büyük bir su riski ile karşı karşıya. “
“Ağrı’da zaten kuraklık haritası açıklandı. Ağrı şuan kuraklık haritasısında en kurak bölge olarak ilan edildi. Ağrı özelinde de Doğubeyazıt en kurak bölge ilan edildi. Doğubeyazıt, son 62 yılın belki de en kurak mevsimini, en kurak yılını geçiriyor. Zaten Doğubeyazıt ne yer altı ne de yer üstü suları anlamında çok zengin bir coğrafya değil. Bu anlamda yeraltı sularında bir sondaj çalışması yaptık. Yaklaşık 200- 250 metrede suya ulaştık. Fakat elde ettiğimiz su da sağlık açısından çokta olumlu, verimli bir su olmadı. İçme suyu olacak bir su değil.
Tek içme suyu kaynağımız olan Balık Gölü’nden içme suyu şu anda cazibeli bir şekilde Doğubeyazıt’a geliyor. Doğubeyazıt bu konuda Balık Gölü’nden faydalanıyor. Hem içme suyu olarak hem de kullanma suyu olarak, yani sulama suyu olarak kullanılıyor. Dolayısıyla bu da çok ciddi bir anlamda bir risk teşkil ediyor. Kuraklık da bölgede yağmur ve kar yağmadığı için oluştu. Belki 7-8 aydır bir damla yağmur, bir damla kar yağmamıştı. Balık Gölü suyu da yeraltı sularını beslediği için şu anda yaklaşık 12 metre geri çekilmiş durumda. Bu da içme suyu üzerinde çok büyük bir risk teşkil ediyor”
Acar’a göre bireysel ve kurumsal bir takım tedbirler alınmalı. “Tabii ki kuraklığın önüne geçebilmenin yüzde ellisi doğa olayları yani yağmur, kar vb. iken yüzde ellisi de insan mantığı ve insan gücü ile başarılabilecek bir durumdur.İnsanlar dişini fırçalarken, ellerini yıkarken boşa akan çeşmelerini kapatabilmeli. Dolayısıyla biz bunları yani bireysel tasarrufları sağladığımız zaman olumlu sonuçlarını da görürüz. Şuan ilçemize 300 bin nüfusa yetecek kadar su geliyor ama 120 bin nüfusa, 100 bin nüfusa yettiremiyoruz maalesef bunu. Haliyle vatandaşlarımızın elbirliği ile, özellikle kayıp-kaçağın önüne geçebilmek için kendi bireysel mücadeleleri ile kendilerini katabilecekleri ve kuraklığın önüne geçebilecekleri, aslında çok ciddi bir anlamda çaba sarfettiklerinde alacakları sonuç bellidir, ortadır. Olumu sonuç alacakları aşikardır.”
Şöyle devam ediyor Acar, “Kurumsal çalışma da yine Çevre ve İklim Bakanlığı bünyesinde, Ağrı Valiliği ve buradaki yerel dinamiklerin elbirliğiyle Balık Gölü havzasını çok ciddi anlamda doldurmamız lazım. Boşa akan akarsularımız var. Bu akarsuların da devlet gücüyle, devlet eliyle o imkanlar kullanılarak ta yukarı taraftan gölü beslemek adına göle bırakılacak açık ve kapalı kanallar ile golü besleyecek projeler üretmeleri lazım. Yani kışın akacak olan o sular oradaki barajı doldurarak barajdan yine bir şekilde gölü besleyerek oradaki tarım faaliyetlerinde sulama suyu kullanılabilecek. Bunlar da yine aslında devletin, kamu kurumları ve yerel dinamiklerin sağlayabileceği durumlardır. Bu durumlarla birlikte bir yandaş vatandaş bir yandan devlet kanallar Balık Gölü’nü besleyerek buradaki o kuraklığın önüne geçebilirler”.
Doğubeyazıt Belediye Başkanı Yıldız Acar
Kuraklık, tarımsal üretimi vurdu
Doğubeyazıt Ziraat Odası Başkanı Aydın Alkan da kuraklığın tarımsal üretim üzerindeki etkisine dikkat çekiyor. “Tabii ki bu yüzyılın ilk kuraklık dönemi. Şiddetli bir kuraklık dönemi. Ağrı ve çevresi de gri kategoride olduğu için kuraklığın bu bölgede biraz daha fazla olduğu göz önünde, gözlemliyoruz. Kışın pek kar yüzü görmedi bu bölge. Bundan dolayı çiftçilerimiz şu anda çok zor durumdalar. Sonbaharda ekilen tarım arazileri kışın kar yüzü görmediği için büyük bölümü şuan yanmış durumdalar. Kuraklığın şiddetini iyice göstermesi, yağışların olmaması, karın yağmamasından dolayı toprak altında olan tohumların filizlenmemesi çiftçiyi şuan zor bir duruma sokmuştur”
Alkan, kuraklık sorunun global bir içerik taşıdığını ifade ediyor. “ Tabii ki sorun sadece Doğubeyazıt veya Ağrı sorunu değil Türkiye’nin genelinde çok ciddi bir kuraklık var. Ve bu kuraklık dünyayı saran yüzyılın en büyük kuraklık dönemi. Haliyle Doğubeyazıt çiftçisi de bu kuraklıktan olumsuz anlamda nasibini alacaktır. Sadece Doğubeyazıt veya Ağrı değil bundan Kars da etkilenecek, Iğdır da etkilenecek, her taraf bundan etkilenecek. Bu kuraklık dünyanın en ağır yüzyılı kuraklığı olarak geçecek”
Doğubeyazıt Ziraat Odası Başkanı Aydın Alkan