EKOLOJİ HABER- Küresel ısınma, çevre kirliliği ve yetersiz kanalizasyon hizmetlerinden kaynaklı Van Gölü havzasında pek çok sorun yaşanırken, son zamanlarda halkın en çok mustarip olduğu sorun, arıtma sisteminden bölgeye yayılan koku. Yurttaşlar ise göl için çağrıda bulunuyor.
Yaklaşık 200 bin yıllık doğal mirası ile dünyanın tek sodalı gölü olan Van Gölü’nde kirliliğin ve kuraklığın etkisiyle koku ve çekilmeler meydana geldi. Gölün kirlenmesinde düzensiz yapılaşma, yetersiz kanalizasyon hizmeti ve erozyon temel etken olarak belirtiliyor. Van Gölü kıyısında 2 il, 9 ilçe ve 136 mahallede yaklaşık 1 milyon 200 bin insanın yaşadığı, yaşanan kirliliğin bir diğer nedeninin hızlı nüfus artışı olduğu gerçeğini açığa çıkarıyor.
Tuşba ilçesinde bulunan arıtma tesisinde saniyede 1800 lt/sn, günde 56 bin 400 metreküp kanalizasyon atığı akıtılan gölde kirlilik ve koku büyük bir sorun oluşturuyor. Öte yandan gölü besleyen 100’e yakın akarsudan yerleşim yerlerinden geçen 19’u ise evsel atıklar nedeniyle kirlenirken, bu durum da gölün kirlilik seviyesinde artışa neden oluyor.
Kuraklık nedeniyle adacıkların oluştuğu, mikrobiyalitlerin ortaya çıktığı gölde, bir diğer sorun ise dip çamuru. Van Gölü’nün zemininden 807 bin metreküp dip çamuru çıkarılırken, temizleme çalışmaları sırasında uygun yöntemlerin kullanılmaması ise dikkat çekici. Gölün iç kısmından karaya doğru gemiler ve iş makinesine bağlı bilgisayarla nerede ne kadar dip çamuru olduğu tespit edilerek çıkarılması gereken çamur, ilkel yöntemlerle çıkarılarak, hafriyat kamyonları ile yine göl kıyısına boşaltılıyor.
Van Gölü’ne dökülerek bölgede koku ve kirliliğe neden olan atık su arıtma tesisinin yarattığı çevresel sorunların yurttaşlara yansımasını Tuşba ilçesine bağlı İskele Mahallesi sakinleri ile konuştuk.
İskele Mahallesi’nde altı yıldır ikamet ettiğini belirten Aygül Erçetin, arıtma tesisinden etrafa yayılan kokudan dolayı evlerinin kapı ve pencerelerini açamadığını söylüyor. İnsanların evinin kapısında oturabildiği yaz mevsiminde, kokudan dolayı sürekli içeride oturmak zorunda kaldıklarını ifade eden Aygül, “Bazen gece saat 01.00’a kadar uyanık kalıyoruz. 01.00’a doğru kokunun biraz hafiflemesiyle anca uyuyabiliyoruz. Kayınvalidem böbrek hastası, o da çok rahatsız oluyor. Yetkililer buna bir çözüm bulmalı” diyor.
Oturduğu mahallede eskiden de bir arıtma tesisi bulunduğunu dile getiren Birsen Savur ise, yetkililerin eski arıtmayı daha teknolojik bir sistem kuracakları gerekçesiyle değiştirdiklerini belirterek, “Yeni arıtma sisteminin Avrupa Birliği (AB) Standartları’nda olacağını söylüyorlardı. Göldeki kirliliğe ve kokuya çözüm olarak sundukları yeni sitemin kokusundan evde duramıyoruz” sözlerini kullanıyor.
Şu anda yürütülen dip çamuru temizleme çalışmalarının ise kendilerine yeni sorunlar yarattığını kaydeden Birsen, “Kamyonlarla pislik taşıyorlar. Bu sefer de yoldan çıkan yoğun tozdan kapı, pencere açamıyor; çamaşır bile seremiyoruz. Kamyonlardan taşan pislikler sokağa dökülüyor” ifadelerine yer veriyor.
Konuyla ilgili görüştüğümüz Van Çevre Derneği (ÇEVDER) Eşbaşkanı Arzu Dinçer, Wan Gölü havzasındaki sorunlara ilişkin yürüttükleri çalışmaların devam edeceğini söylüyor. Arzu, “Sulak alanlarımız küresel ısınmaya bağlı kuraklık ve çevre kirliliğinin de etkisiyle gün be gün azalıyor. Gerekli tedbirleri almazsak bu alanlar yok olacaktır” ifadelerini kullanıyor. Arzu, halkın ve STÖ’lerin birlikte hareket etmesi gerektiğini vurgulayarak duyarlılık çağrısı yapıyor.
Kaynak: Jinnews