Amasra’da yaşanan maden katliamına ilişkin rapor yayınlayan EMEP, 2019 yılındaki Sayıştay raporuna dikkat çekerek, “İşçi cinayetleri ne kaderdir ne de fıtrat. Kar hırsı ve maliyet hesabı nedeniyle alınmayan önlemler bu işçi cinayetlerinin asıl nedeni” dedi.
Bartın’ın Amasra ilçesine bağlı Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı maden işletmesinde yaşanan patlama sonucu 41 işçi yaşamını yitirmişti. Grizu patlaması sonucu yaşanan katliamda yaralanan 11 işçinin tedavisi ise çeşitli hastanelerde devam ediyor. Patlamanın ardından maden alanına gelen, aralarında maden mühendisleri ve hukukçuların da bulunduğu Emekçi Hareket Partisi (EMEP) heyeti, patlamaya ilişkin hazırladığı raporu yayımladı.
CİNAYET VURGUSU
Sayıştay’ın 2019 yılında yayınladığı Denetim Raporu’nda yer alan Maden ocağında üretim derinliğinin -300 metreye ulaştığı, çalışılan damarların tamamında gaz içeriklerinin yüksek olduğu, dolayısıyla degaj kapasitelerinin de yüksek olduğu, arıza zonlarında riskin daha da arttığı, işçi sayısının tehlike doğuracak boyutta azaltıldığı ve arızaların giderilemediği, yeraltı haberleşmesinde uzun süreli kesintiler oluştuğu, 24 saat takip gerektiren tehlikeli gaz ölçümü sisteminin sağlıklı işlemediği, Gündüz vardiyası dışında arızalara müdahale edilemediği tespitlerine dikkat çekilen raporda söz konusu facianın bir cinayet olduğu vurgulandı.
‘TOPLU İŞ CİNAYETLERİ GÖZ GÖRE MEYDANA GELDİ’
Raporda “İktidarın ‘fıtrat’, ‘kader planı’ söylemleri iş cinayetinin ve ihmallerin üzerini örtemez. Amasra’da madenci aileleri de hayatını kaybeden madencilerin defaatle kendilerine ‘Burası patlayacak’ uyarılarını dikkate alınmamıştır. İşçi cinayetleri ne kaderdir ne de fıtrat. Kar hırsı ve maliyet hesabı nedeniyle alınmayan önlemler bu işçi cinayetlerinin asıl nedenidir, bunu Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan da bilmektedir” denildi.
‘BAKAN DÖNMEZ DERHAL İSTİFA ETMELİDİR’
Yaşanan iş cinayetinin ardından AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ailelere ve çocuklara yapacağı 1 milyon 350 bin lira para yardımının madencileri geri getirmeyeceği vurgulanan raporda, söz konusu kaynakların işçi sağlığı ve iş güvenliğine harcanmamasının nedeni soruldu. Raporda alınmayan önlemlere dikkat çekilerek, şu ifadelere yer verildi: “20 Eylül’de Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesini ‘nezaketen’ ziyaret ettiğini belirten Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez alınan tedbirleri övmüş, maden işçilerine ‘Önce güvenlik’ ifadelerini kullanmıştır. Gerekli önlemler alınmadığı için 41 maden işçisi adeta ölüme gönderilmiştir. Bakanın Meclis’te yaptığı bilgilendirme de 41 ölümün cevabını verememiştir. Bakan Dönmez ortaya çıkan bu vahim tablodan birinci dereceden sorumludur ve derhal istifa etmelidir. İstifa etmediği durumda görevden el çektirilmelidir.”
‘SOMA’DA GELMEYEN ADALET AMASRA KATLİAMININ ÖNÜNÜ AÇTI’
Raporda 10 yıl önce çıkarılan 6331 sayılı İşçi Sağlığı İş Güvenliği Yasası ile işçi sağlığı ve güvenliğinin metalaştığı ve çalışma hayatının kuralsız hale getirildiğine dikkat çekildi. Daha önce yaşanan iş cinayetlerinde sorumlulara yönelik cezasızlık politikası yürütüldüğünü ve bunun yeni katliamların önünü açtığı vurgulanan raporda, “ ‘Soma Düzeni’ olarak anılan ‘hadi hadi çalış düzeni’ değişmediği sürece Amasra’ya ne yazık ki yeni işçi katliamları eklenecektir. Soma’da Ermenek’te gelmeyen adalet Amasra katliamının önünü açmıştır. Katiller koruma zırhına alınmış, ödül gibi cezalarla verilmiş, Can Atalay, Selçuk Kozağaçlı gibi madencileri savunan avukatlar ise cezaevlerine atılmışlardır. Bu durum elbette madenci katliamlarında cezasızlık politikasını güçlendirmektedir” diye kaydedildi.
‘TEK ADAM HÜKÜMETİ SORUMLU’
Daha önce yaşanan maden katliamlarında suçun maden mühendisi ve çalışanlara yıkılarak kapatıldığı hatırlatılan raporda, “Siyasal erkin bürokrasiye müdahalesi sonucu ortaya çıkan kadroların liyakatsizliği, TTK’nın içinin boşaltılması sorgulanmak zorundadır. Asıl mesele bir bütün olarak TTK’nın özelleştirme sürecine itilerek çürütülmesi, tasfiye edilmesi ve özel maden şirketlerine peşkeş çekilmek istenmesiyle ilgilidir. Katliamda birinci derecede sorumluluğu bulunanların delillere ulaşma ve delilleri karartma olasılıkları da dikkate alınarak avukatların Bartın Cumhuriyet Başsavcısı’na verdiği dilekçe işleme alınmalı, maden sahasına girişler yasaklanmalı, teknik inceleme için gerekli bilgi ve belgelere el konulmalı ve madende yapılacak keşif işlemleri bağımsız bilirkişilerce yapılmalıdır” ifadelerine yer verildi.
İNSANCA ÇALIŞMA KOŞULLARI İÇİN: İŞÇİ DENETİMİ
Amasra’da başta çalışma saatleri olmak üzere işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin hızla alınması gerektiği belirtilen raporda, insanca çalışma koşullarının oluşturulmasının ve işçi denetimi yapılması gerektiğinin altı çizildi.