Buğday sorunu derinleşiyor mu?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Şenol Balı / Ekoloji Haber

 

Türkiye’deki tahıl üretiminin büyük bir kısmını buğday oluşturuyor ve Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye, 2019’da 19 milyon, 2020’de 20.5 milyon ton buğday üretildi. 2020 yılında bir önceki sezona göre ekim alanında yüzde 1,0 artış, verimde ise yüzde 6,6’lık yükseliş yaşandı. 2021 yılında ise yaşanan kuraklıktan ötürü düşüş daha çok derinleşti.

 

Ülke genelinde buğdayda yılda 18-21 milyon ton yıllık üretimimiz var. Geçtiğimiz yıl yaşanan kuraklık bu rakamı 17.7 milyon tona düşürdü. Ortalama yıllık tüketim ise 19 milyon ton civarında. 2000-2020 arasını kapsayan son 20 yılda toplam kullanılabilir üretim 384,49 milyon ton olurken, yurtiçi toplam kullanım ise 377,15 milyon ton oldu. Bu da son 20 yılda kullanılabilir üretimin yurtiçi kullanıma yettiğini gösteriyor.

 

Ancak buğdaya dayalı ürünlerin üretilmesi ve ihraç edilmesi önemli bir riskle karşı karşıya. 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması ve bu iki ülke ile olan yüksek  buğday ticaret hacmi  bu sorunun temel sebebi olarak gösteriliyor. Türkiye buğday ithalatının yüzde 78’sini Rusya ve Ukrayna’dan karşılarken iki ülke arasındaki savaş buğdayda kriz ihtimaline yol açıyor. Nitekim buğday fiyatları, Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasıyla 9,34 dolarla Ağustos 2012’den bu yana en yüksek seviyeyi gördü. Chicago Borsası’nda vadeli buğday kağıtları 2008’deki gıda krizinin yaşandığı dönemle aynı seviyeye geldi. Örneğin, Türkiye 2020 yılında buğdayın tonunu ortalama 230 dolardan ithal etti. Pandeminin de etkisiyle 2021’de bu 297 dolara kadar çıktı. Yine Amerikan Tarım Bakanlığı (USDA) verilerine göre, Türkiye’de buğdayın fiyatı geçtiğimiz yıla göre yüzde 50 arttı.

 

 

Doğu Karadeniz kıyı şeridi dışında ülkemizin hemen hemen her yerinde yetiştirilen buğday, toplam tarım alanlarının yüzde 26,5’ini oluşturuyor. Hektar  başına  alınan verim ise 80-800 kg arasında değişiyor. Toprak yapısı ve yağış bu duruma etki eden faktörlerden. Ancak geçtiğimiz yıl dünya genelinde yaşanan kuraklık başta buğday olmak üzere birçok gıdanın üretimini olumsuz etkilemişti. Yağışın miktarı ve dağılımı buğday üretimini düşürmüştü. Güneydoğu Anadolu’da, İç Anadolu bölgesinde yoğun bir kuraklık yaşandığı için buğday üretimi, son 14 yılın en düşük seviyesine inmişti. TÜİK bile 2021 rekoltesini 17,7 milyon ton olarak açıkladı.

 

İthalat arttı

 

Son yıllarda Türkiye’nin buğday ithalatında belirgin bir artış söz konusu. 2019/2020 döneminde buğday ithalatı 10,79 milyon ton olurken ihracat 7,53 milyon tonda kaldı. Son 20 senedeki toplam ithalat 68,9 milyon ton olurken ihracat ise 76,8 milyon ton oldu. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2020 yılı verilerine göre, Türkiye buğday ithalatının yüzde 64,6’sını Rusya’dan gerçekleştirdi. İkinci sırada ise yüzde 13,4 ile Ukrayna var. Rusya ile Ukrayna’nın buğday ithalatındaki toplam payı 2020’de yüzde 78 oldu. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), bundan önce 18 Ocak 2022’de  yaptığı ihalede buğday ortalama 347 dolar/tondan ithal edildi. Sonrasında  yapılan ihalede ortalama fiyatların en düşük 420 dolar/ton olacağı düşünülürse ithal buğday fiyatının tonda 73 dolar arttığı anlamına geliyor. Bu ithalatın TL karşılığı ise 6 bin liraya denk geliyor. TMO’dan alınan bilgilere göre , 2019’da 9.8 milyon, 2020’de 9.7 milyon ton buğday ithal ettik. Bu ithal buğdayın 2019 ve 2020’de 7.5 milyon tonuna denk gelen kısmını ihraç ettik. Tüm dünyada ihraç edilen buğday oranları içerisinde Türkiye’nin oranı 3,3.

 

Buğdaya dayalı üretim de olumsuz etkilenecek

 

Türkiye, Rusya’dan aldığı buğdayın önemli bir bölümünü un ihracatında değerlendiriyor. Savaşın devam etmesi durumunda  Türkiye’nin buğday ithalatı yapamazsa veya buğday fiyatı artarsa un ihracatı olumsuz etkilenebilir. Un fiyatının artması nedeniyle ekmek fiyatlarının yükselmesi gündeme gelebilir. Un ihracatının yanı sıra arpa, mısır gibi ürünlerin ithalatında sorun yaşanması durumunda yem sektörü dolayısıyla hayvancılık sektörü olumsuz etkilenebilir. Önemli bir ihracat hacmi olan makarna ve bazı bisküvi çeşitleri de olumsuz etkilenecek ürünlerden ol

 

‘’  Biz buğday ithal edip buğdaydan elde edilen ürünlere dönüştürüp ihraç ediyoruz. ‘’

 

 

Kuraklık ve son olarak Rusya- Ukrayna savaşının buğday üretimi ve temini üzerindeki etkileri hakkında İklim Haber’e konuşan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi  Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim üyesi Dr. Fevzi Altuner ‘’ Yıllık buğday üretimimiz 20 milyon ton ile 21 milyon ton arasında. Ülke olarak tüketim ihtiyacımız ise bununla eşdeğer. Son iki senede kuraklık yaşandı. Buğday rekoltesine baktığımızda yukarıdaki bandın altına düşmedik. Şu an makarna ihracatında ikinci sıradayız. Peki bu nasıl mümkün? Biz buğday ithal edip buğdaydan elde edilen ürünlere dönüştürüp ihraç ediyoruz. ‘’ ifadelerini kullanıyor.

 

‘’ Kuraklık oldukça olumsuz etkiledi , bu yüzden doğru politikalar uygulanmalı ‘’

 

Son yıllarda yaşanan kuraklığa değinen Altuner, ‘’ Kuraklıkla beraber savaş patlak verdi. İki yıldır küresel olarak etki eden pandeminin de etkisi oldu. Bu buğday sektörünü etkiledi. Ancak şimdilik rakamlar alarm seviyesinde değil. ‘’ diyor ve iklim krizi karşısında suyun tasarruflu kullanılması gerektiğini savunuyor. Altuner,   ‘’ Geçtiğimiz yıl önemli bir kuraklık geçirdik. Bunun için su  politikası çok önemli. Bu kış  ülke genelinde yağışlar iyiydi. Daha önce çekilen barajlarda doluluk oranı artmaya başladı. Tarımsal üretimin yapıldığı dönemde ihtiyaç duyduğu kadar su ulaştırılmalı bitkiye. Bunu yapmak için salma  sulamadan kaçmak lazım. Basınçlı sulama sistemine acilen geçilmeli. Salma sulama sitemi büyük zararlar veriyor suya, toprağa ve ürüne. Bitki bir litre su istiyorken yüz litre veriliyor. Böyle olunca toprakta erezyona neden oluyor, mineralleri bitkinin alamayacağı yerlere taşıyor. Yine içme suyunu kirletiyor .  Su zengini ülke değiliz. Suyu idareli kullanmamız lazım. ‘’ sözlerine yer veriyo

 

‘’ Tarım alanları korunmalı ’’

 

Altuner,  tarım alanlarının azaldığını belirtiyor ve bu konuda uyarıyor. ‘’ Ülkedeki üretimin kapasitesi artırılmalı. Atıl durumda olan araziler tarım alanına çevrilmeli. Yine hazine arazileri tarıma kazandırılabilir. Tarım alanları korunmalı. Çünkü beslenme aynı zamanda bir milli güvenlik sorunu.  Birim bazında üretim maksimum düzeyine çıkarılmalı. Bunun için birçok tarımsal politika uygulanmalı. Gübreleme bunlardan biri. Gübreleme verimi arttırıyor ancak kimyasal olması nedeniyle çevreye, yer altı sularına, insan sağlığı ve deniz canlıları ile sürdürülebilir tarıma zararlar veriyor. Bunun için daha çok organik gübrelerin kullanılması lazım. ‘’

 

‘’ Mevcut  destekler arttırılarak devam edilmeli ‘’

 

Üreticinin artan maliyetler karşısında üretimi nasıl devam edeceği sorusunu yanıtlayan Altuner, bunun devam eden desteklerin arttırılmasıyla mümkün olacağını düşünüyor. ‘’ Mazot ve  gübre desteği gibi teşvikler var ancak arttırılmalı. Yine krediler verilerek artan maliyetler karşısında tarımsal üretimi sürdürmeyi amaçlıyor bakanlık. Sertifikalı tohumluk desteği , organik tarım ve   toprak analiz desteği gibi buğday üreticilerinin alabileceği destekler var. Üreticinin bunlardan faydalanması lazım. Verimi arttırmak için bu tarz desteklerin genişletilmesi lazım. ‘’

 

‘’ Buğdaya dayalı üretimi olumsuz etkileyecek ‘’

 

İki önemli  buğday üreticisi Ukrayna ile Rusya arasında devam eden savaşa değinen Altuner, bunun dolaylı ve direkt  risk oluşturabileceğini ifade ediyor. ‘’ İç piyasa ciddi bir tehlike yaşamaz. Ancak buğdaya dayalı işleyen sektör ve bu alanda üretim yapan fabrikalar olumsuz etkilenecek. Ki buralarda istihdam sağlanıyor. Bu sekteye uğrarsa faturası ağır olur. ‘’ sözlerini kullanan Altuner, Türkiye’de buğday fiyatlarının daha çok  artabileceğine dikkat çekiyor ; ‘’ Rusya ve Ukrayna dünya buğday üretiminin yüzde kırkını gerçekleştiriyorlar. Biz de onlardan alıyoruz. Buğday girdi fiyatlarının yükselmesi durumu söz konusu. Arz talep dengesini bozdu bu savaş. Buna dönük tedbirler alınmalı. ‘’

Buğday sorunu derinleşiyor mu?

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

BEDA
Giriş Yap

Ekolojihaber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin