1915’li yıllarda Ermeni halkının sürgünüyle birlikte birçok zanaat de zamanla unutuldu. Soykırım sürecinde birçok yakınını kaybeden 80 yaşındaki Abdülrahman Cemşi, Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Firkî kırsal mahallesinde dayılarından kendisine miras kalan demircilik mesleğini sürdürüyor. Cemşi, 60 yıldır yaptığı işi çocuklarına miras bırakmak istiyor.
Soykırım sürecine değinen Cemşi, “Dedem Pasûr’da Ermeni reisiydi. Soykırımda çok fazla akrabam katledildi ve sürgün edildi. Sadece babam ve iki amcam sağ kurtulabildi. Babam o zamanlar çocuk olduğu için bir ağa tarafından sahipleniliyor” dedi. Soykırım sonrası demir ustası olan dayılarının Herendê kırsal mahallesinden kendilerinin yanına geldiğini anlatan Cemşi, “Dayımların bir kısmı İstanbul’a bir kısmı bizim kırsal mahalleye taşındılar. Geldikten sonra demir işleyen bir tane tezgâh kurdular. Ben ve abimler de dayımlara yardım ederek işi öğrendik. 2-3 yıl boyunca dayımlarla beraber demir işi yaptıktan sonra dayımlar kırsal mahalleden tekrar kendi mahallelerine döndüler. Tezgahı da bize bıraktılar. 1974’te askerliğe gidip geldikten sonra kırsal mahalleden ilçeye taşındık. O günden bu yana bu işi yapıyoruz” diye kaydetti.
Yaşadığı bir iş kazasında sağ gözünün yüzde 70’in kaybettiğini ve buna rağmen işini yapmayı sürdürdüğünü anlatan Cemşi, “Teknolojinin gelişmesiyle işler kolaylaştı. Eskiden hepsi elle yapılıyordu artık her işlemin özel makinaları var. Ancak işin değeri de düştü. O zamanlar dehreyi (küçük balta) 5 liraya satıyorduk ve ev geçindirebiliyorduk. Alan kişi de çiftçilikte ihtiyacını karşılıyordu. Ama şimdi ne paranın ne de işin değeri kalmamış” ifadelerini kullandı.
Cemşi, “Eskiden dükkânı sabah saat 06.00 da açıp akşam 07.00 de kapatıyorduk. Şuan ise çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşan kişi oranı düştüğünden kaynaklı orak, dehre, balyoz ve saban kulağı alan kişi sayısı da düşüş gösterdi” dedi. Dayılarından kalan demircilik işini çocuklarına ve torunlarına öğrettiğini söyleyen Cemşi, “Mesleği çocuklarıma miras bırakarak, yaşatacağım” diye kaydetti.
MA