Cumartesi Anneleri’nin yaptığı eylemin yasaklanmasına dair başvuruyu değerlendiren AYM, eylemin gözaltında kaybedilenlere dair olduğunu ve demokratik toplumlarda saygı ile karşılanması gerektiğini belirterek, eylemin yasaklanmasını ihlal olarak değerlendirdi.
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanları, 27 Mayıs 1995’ten bugüne her hafta Cumartesi günü İstanbul Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemini sürdürüyor. Cumartesi Annelerinin 28 yıldır sürdürdüğü eylemin 25 Ağustos 2018 tarihli 700’üncü hafta eyleminin İçişleri Bakanlığı kararıyla yasaklanması üzerine polis saldırısına uğrayan aileler, darp edildi, yerlerde sürüklendi, şiddete maruz kaldı ve gözaltına alındı.
AYM’YE TAŞIDI
Bu durum üzerine İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, “toplantı ve gösteri” haklarının polis tarafından güç kullanarak engellendiği iddiasıyla 10 Eylül 2018’de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Savcılık, iddiaları asılsız bularak takipsizlik kararı verdi. Bunun üzerine Yoleri, Sulh Ceza Hâkimliği’ne itirazda bulundu. Hakimlik, 6 Ocak 2020’de karara dair itirazı reddetti. Yoleri, 11 Şubat 2020’de Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. AYM, başvuruyu 29 Mart 2023’te karara bağladı. Bu gün kararının gerekçesi yayınlandı.
AYM KAYMAKAMLIĞI ‘ANLAMADI’
Yoleri’nin “kötü muamele” yapıldığına dair görüşünü değerlendiren AYM, Yoleri’nin savcılık aşamasında beyanda bulunduğu ve ardından ise darp edildiğine dair rapor aldığını ifade ettiğini ancak dosya kapsamında herhangi bir sağlık raporu olmadığını bu nedenden ötürü “kötü muamele” iddiasının “dayanaktan yoksun” olduğunu ileri sürerek, kabul edilmez buldu. Yoleri’nin polisin saldırısı nedeniyle “Toplantı ve gösteri ile ifade özgürlüğü” haklarının ihlal edildiğine dair değerlendirmede bulunan AYM, Beyoğlu Kaymakamlığı’nın yasağa dayanak olarak “bildirim yapılmamasını” gösterdiğini ancak bildirim yapılmamasının kamu düzenini ne şekilde bozacağı veya başkalarının hak ve özgürlüklerini nasıl zedeleyeceğine dair hiçbir açıklamada bulunmadığını belirtti. AYM, ayrıca kaymakamlığın bu kanaate nasıl ulaşıldığının da anlaşılmadığını vurguladı.
AYM’DEN KAYMAKAMLIĞA BİLDİRİM DERSİ
AYM, Cumartesi Annelerinin/İnsanlarının yıllardan bekri aynı yerde eylem yaptığını ve kaymakamlığın bundan önceden de haberdar olduğunu ancak buna rağmen eylemi “otomotik” olarak yasakladığını belirtti. AYM, ayrıca kaymakamlığı bildirimin “niçin” yapıldığı dersini de verdi. AYM, “Bildirimin amacının anılan hakkın etkin bir şekilde kullanılması için yetkililere makul ve uygun tedbir alma imkânı sağlamak olduğunun idarece gözetilmediği değerlendirilmiştir. Ayrıca yasaklama kararında; kamu düzeninin bozulması veya bozulma tehlikesi olması ya da başkalarının haklarının korunması gerekliliği gibi zorlayıcı şartların ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır” diye kaydetti.
‘SAYGI İLE KARŞILANMASI LAZIM’
AYM, Cumartesi Anneleri/İnsanlarının yaptığı eylemin gözaltında kaybedilen kişilerin bulunması ve toplumda farkındalık yaratılması için oturma eylemi ve basın açıklaması yaptığını ancak engellendiğini, engellemeye dair daha önce AYM’nin ihlal kararı verdiği ve kararda eylemin demokratik toplumlarda saygı ile karşılaması gerektiğine dair ifadeler kullanıldığını altını çizerek, durumun aynı olduğunu vurguladı. AYM, Maside Ocak kararına işaret ederek, “Toplantıya müdahale esnasında bazı katılımcıların gerçekleştirdiği hukuka aykırı eylemlere yönelik yaptırımlar uygulanabilir ise de bu durumun toplantıya yapılan hukuka aykırı müdahaleyi hukuka uygun hâle getirmeyeceği de vurgulanmıştır. Somut olayda, yapılmak istenen etkinliğin bütünüyle barışçıl olmaktan çıktığı değerlendirilmediği gibi başvurucunun, müdahale öncesi veya sonrasında herhangi bir şiddet hareketi sergilediğine ilişkin bir tespit ve değerlendirme de mevcut değildir. Nitekim başvurucu hakkında herhangi bir adli işlem de yapılmamıştır” ifadelerin yer verdi.
İHLAL KARARI
AYM, bu nedenlerden ötürü daha önce Cumartesi İnsanı olan Maside Ocak hakkında verilen ihlal kararını örnek göstererek, bu başvuruda da “toplantı ve gösteri” hakkının ihlal edildiğini paylaştı.