EKOLOJİ HABER- Van Gölü kuraklık nedeniyle su kaybetmeye devam ediyor. Göldeki çekilme yer yer 25 kilometreyi, son yıllardaki alan kaybı ise 100 kilometrekareyi buldu. Balıkların yüzdüğü yerler ya tarıma açıldı ya da hayvanlar için otlağa dönüştü.
Van Gölü Havzası son yıllarda kuraklığın pençesinde. Havzadaki birçok dere artık akmıyor, irili ufaklı birçok göl veya gölet de tamamen kuruma noktasına geldi. Bu tablo Van Gölü’nü tüketiyor. 3 bin 713 kilometrekare yüz ölçümüyle Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü, son yıllarda buharlaşmaya ve alan kaybetmeye devam ediyor. 2023 yılı ise gölün daha fazla buharlaştığı bir yıl oldu.
Göldeki çekilme yer yer 25 kilometreyi buldu. Gölün son yıllarda yaşadığı alan kaybı ise 100 kilometrekare civarında. Çekilmenin en çok gözlemlendiği yer ise gölün kuzey tarafı. Erciş ilçesinin yer aldığı bu bölgede tarihi eserler ortaya çıktı.
Çelebibağı Mahallesi’nde Urartu Krallığı tarafından inşa edilen tarihi kale ve kalıntıları suların çekilmesiyle ortaya çıktı. Yine Erciş ilçe sınırlarında Urartuların deniz taşımacılığında kullandığı 11 basamaklı bir liman da görünür hale geldi. Erciş, Adilcevaz ve Edremit ilçeleri kıyılarında ise oluşumu binlerce yıl süren ve “su altı peribacaları” olarak nitelendirilen dikitler (mikrobiyalit) artık görünür halde.
Her geçen yıl artan çekilme haritanın da değişmesine neden oldu. Gölün önceki yıllara ait uydu görüntüleri ile şimdiki görüntüleri arasındaki fark açıldıkça açılıyor. Kıyı çizgisinin gerilemesiyle öncesinde su dolu olan kilometrelerce alan, karar parçasına dönüştü. Bu alanlar ya hayvanlar için otlağa dönüştü ya da yöre halkı tarafından tarım amacıyla kullanılıyor.
Van Gölü’nün durumunu Artı Gerçek’e değerlendiren Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doktor Mustafa Akkuş, kuraklığın ülkedeki birçok gölü olumsuz etkilediğini ancak kapalı bir göl olması nedeniyle Van Gölü’nün bundan daha fazla etkilendiğini söyledi:
“Kuraklık, son yıllarda ülkedeki birçok gölü olumsuz etkileyen bir faktör. Birçok göl ya kurudu ya da küçüldü. Bu süreçte özellikle tatlı su gölleri etkilendi çünkü bunlar aynı zamanda tarımsal sulama amacıyla da kullanılıyor. Van Gölü’nün buradaki en büyük şansı tatlı su gölü olmaması. Suyu ve tuzlu ve sodalı. Ancak gölünün kapalı göl olması da onu farklı kılan bir özellik. Dışardan su girdisi yok ve bütün su bütçesi kendi içinde. Dolasıyla iklimin sıcak, yağışın az olduğu dönemlerde Van Gölü geriye doğru çekiliyor. 2018 yılından sonra bu durum artarak devam etti. Sıcaklıklar mevsim normallerin üzerinde seyrediyor ve kışları yeteri kadar yağış almıyor.”
“Özellikle kuzeyi yani Erciş Körfezi en çok çekilmenin yaşandığı yer. Çünkü sığ bir bölge. Küçücük bir düşüş bile kıyıda kilometrelere varacak bir çekilme yaratıyor. Son beş yılda 25 kilometrelik bir alan karaya dönüştü. Geçmişte balıkların yüzdüğü yerde, bugün hayvanlar otluyor ve insanlar tarla ekmeye başladı. Van Gölü’nün genelini düşündüğümüzde bu kayıp 100 kilometrekareyi bulmuş durumda.”
İklim koşullarının böyle devam edeceğini ve çekilmenin süreceğini kaydeden Akkuş, mevcut riskin krize dönmemesi için birtakım tedbirler alınması gerektiğini dile getirdi. Akkuş, “Çekilme devam edecek. İklim böyle devam edecek çünkü. Çekilmeden daha büyük bir tehdit de bizim ders çıkarmayışımız. Kuraklık var ve yağışlar ciddi oranda azalıyor. Etkin bir su politikası yönetimi uygulamamız ve tedbir almamız lazım.”
Akkuş, alınması gereken önlemleri de şöyle sıraladı:
“Bu risk, birkaç sene içerisinde krize dönecek. O süreçte çiftçilerin işsiz kaldığını göreceğiz. Risk, krize dönüşmeden eylem planları oluşturmamız lazım. Eskisi kadar kar yağmıyor ve eskisi kadar su yok. Bu nedenle ürün desenimizi değiştirmemiz lazım. Çok su isteyen ürünlerden vazgeçmemiz lazım. Eski olan sulama kanallarını dönüştürmek ve sulama yöntemimizi tamamen değiştirmemiz lazım. Türkiye’de kullanılan suyun yüzde 70’i tarımsal sulamaya gidiyor, önce buraya bakmak lazım. Vatandaş olarak da suyu israf etmememiz lazım. Her binanın altında yağmur sularını toplayan havuzların yapılmaz lazım. Bir su bütçesi planı yaratmamız lazım. Van Gölü’nü alt havzalara bölmek ve her bir havzada ihtiyaç duyulan suyu ve elimizdeki suyu hesaplamak gerekiyor. Doğa çok merhametli aynı zamanda çok da acımasız. Ne verirseniz misliyle iade eder. ”
Kuraklık Van Gölü’nü besleyen dereleri de etkiliyor. Endemik bir tür olan inci kefalinin yaşam alanı olan birçok dere ve akarsu da kurudu. Akkuş, şu çağrıyı yaptı:
“Akarsular gölü besleyen ana kaynaklar. Van Gölü için oldukça önemli. Bu akarsular aynı zamanda gölde yaşayan ve 20 bin insanın geçiminin sağladığı inci kefalinin üreme habitatı. Akarsularda yaz aylarında su bulamazsak kefalin geleceğinden de söz edemeyiz. Bu sene ilk kez, Bendi Mahi Çayı’nın tamamen kuruduğuna şahitlik ettik. Çünkü çayın 23. kilometresinde bulunan Devlet Su İşlerine ait su regülatörü, deredeki tüm suyu aldı ve tarımsal sulamayı kesti. Ekolojik ve ekonomik değeri olan inci kefalini dikkate almadan yapılan bir su yönetimi var ve bu yanlıştır.”
Kaynak: Artı Gerçek