Hakkari’nin coğrafyası maden ocaklarıyla dolup taşıyor

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 Dağlık alanları ve yeşil bitki örtüsüyle bilinen Hakkari bölgesi maden rezervleri bakımından da oldukça zengin. Bu potansiyel hakkında şimdiye kadar bütünlüklü  bir tespit çalışması yapılmış değil ancak  40 milyon ton ile dünyanın en büyük çinko yataklarından birinin burada bulunduğu tahmin ediliyor. Bu yüzdendir ki  son yıllarda özel şirket eliyle çinko ve kurşun üretimi faaliyetleri oldukça artmış. Son verilere göre ülke genelinde  900 bin ton çinko üretiliyor ve bunun 100 bin tonu kentten  çıkarılıyor.

 

Yeşil Gazete’de yer alan habere göre Kentin bu potansiyeli son yıllarda İran’lı ve batılı şirketlerin ilgisini çekiyor. Birçok yabancı yatırımcı bölgeden  ortaklar edinerek ya faaliyet yürütüyor ya da faaliyetlere başlamak için  resmi prosedürü tamamlamak istiyor. Şu an kentte 100’ün üzerinde   maden şirketi bulunuyor ve bunların bir kısmı aktif olarak faaliyet yürütüyor.   Bölgede zengin yatakları olan kurşun ve çinkonun hammadde olarak çıkarılıp işlenmesinin zor ancak satılması kolay. Zaten kentte çıkarılan çinkonun neredeyse tamamının uzun süre Mersin Limanı üzerinden Çin’e, ulaşım maliyetlerinin artmasından dolayı ise karayoluyla   İran’a satıldığı ifade ediliyor. Ham halinin tonunun 100-150 dolara ihraç edilen  çinkonun işlenmiş hali ise 4000- 5000 dolar dolaylarında satın alınıyor. Nitekim kentteki kurum temsilcilerin en büyük itirazı da buna dönüktü. Ham maddenin ucuza satıldığını belirten kentteki dinamikler, bunun ekonomik kayba neden olduğu görüşünde.

 

2021 yılı sonu itibarıyla Türkiye nüfusunun  yüzde 15,3’ünü gençler oluşturuyor. Genç nüfus oranının en yüksek olduğu il ise  yüzde 22,8 ile Hakkar. Ancak kentteki gençlerin çoğu işsizlikle boğuşuyor. Öyle ki yoksulluk ve yaşanabilirlik oranlarında Türkiye’nin en geri kalmış illerinden biri Hakkari. Düzenli olarak göç veren ve neredeyse nüfusunun yarısını kaybeden  kentte tarım ve hayvancılık da her geçen gün geriliyor. Birçok bölgesinin güvenlik gerekçesiyle  hala ‘yasaklı bölge’ olduğu, turizm değerinin de yeterince ilgi görmediği kentte derin bir ekonomik sorun söz konusu. Hakkari’liler tam da bu gibi gerekçelerle madenciliği kentin ekonomisini düzeltecek yegane çare olarak değerlendiriyor.

 

Mevcut ekonomik darboğaz, tüm gözleri kentte her geçen gün daha çok açığa çıkan yeraltı kaynaklarına çeviriyor. Yeraltı kaynakları bakımından oldukça zengin olduğu tespit edilen kentteki kurşun ve çinko değerleri Türkiye’deki ve Toroslardaki cevherleşmelere göre çok büyük potansiyellere sahip.  Dünyanın genelinde yılda 12 milyon ton metal Çinkonun üretildiği biliniyor. Türkiye’de,  Kayseri  Bölgesinden 100 bin ton, Hakkari Bölgesinden 100 bin ton olmak toplam yılda ortalama %20  tenörlü yaklaşık 200 bin ton karbonatlı çinko cevheri üretiliyor. Bunun yanında 10 bin ton sülfürlü kurşun cevheri de bu yataklardan elde ediliyor. Ayrıca Hakkari çevresinde  çinko ve kurşun gibi madenlerin yanı sıra, kükürtlü bileşiklerin ve jeotermal kaynakların da bulunduğu belirtiliyor.

Kent sakinlerinin ve kurum temsilcilerinin  çoğu maden arama faaliyetlerine ekonomi merkezli bakıyor. Ancak bu konuda da oldukça şikayetçi görünüyor. Onlara göre tüm madenlerde çalışan kent sakini  sayısı hala çok az ve dışardan gelen firmalar  kente yeterince yatırım yapmıyor.  Kentte kurulması planlanan İzabe fabrikasının Siirt’te kurulması da bir başka sitem konusu . Yine kendilerine göre rezervlerin neredeyse tamamı Hakkari’de bulunan çinko ve kurşunun işleneceği tesislerin başka kentte  kurulması haksızlık. Geçtiğimiz yıl yatırım bedeli 102 milyon dolar olan Lineer Metal Çinko Üretim Tesisi  Siirt Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulmuştu. Yılın ilk aylarında açılışı yapılan ‘Çinko İzabe Tesisi’ başta Hakkari olmak üzere Şırnak ve Van’a uzanan bölgede çinko madenlerinden çıkarılacak olan cevheri işleyecek.

 

Çevre değil, maden sahaları korunuyor

Hakkari için hazırlanan MTA raporlarında;  kentte yoğun krom, kurşun, çinko, bakır, titanyum, altın vd. madenler bulunduğu belirtiliyor. Kentte; 2020 Ağustos ayında 7 bin 186 hektar, geçen yıl Haziran’da 1817 hektar, bu yıl Mart ayında 1993,50 hektar, geçtiğimiz günlerde ise 2 bin 826 hektar doğal alanın  maden şirketlerine ihale edildiği bilgisi söz konusu.

 

Ölmez Madencilik , Sedex Resources ,Seyitoğlu Madencilik, Çağlar Madencilik ve Karakaya Madencilik gibi şirketler  ise  kentte  madencilik faaliyeti  yürüten en büyük firmalardan. Meskan Bölgesi ve Karakaya sahası da arama çalışmalarının yoğunlaştığı alanlardan. Ancak her geçen gün yeni  bölgelerde kurulacak yeni sahalar için fizibilite ve rezerv keşif çalışmaları yapıldığı açıklanıyor.  Kentin birçok dağında bir tesis kurulmuş durumda.  Kentteki madenler için yoğun güvenlik önlemleri alınıyor. Genelde vadilerde kurulan tesislerin çoğunun yakınlarında  bir güvenlik noktası görebilmek mümkün. Bu yüzden tesislerin faaliyetlerine erişmek neredeyse imkansız. Maden faaliyetlerinin yapıldığı bir çok vadi, ‘ güvenlik ‘ gerekçesiyle yasaklı bölge olarak ilan edilmiş durumda ya da sıkı bir kontrole tabii.

 

Maden sahaların faaliyetleri neticesinde bölgedeki bitki örtüsünün, su kaynaklarının ve insani faaliyetlerin önemli zararlar gördüğü dillendiriliyor. Faaliyetler sonucu ayrıştırılan ağır metallerin   toprağa, suya ve havaya karıştığı iddia ediliyor. Bu ağır metaller, bulunduğu yerlerde bitkisel üretimlerin ve meraların da kirlenmesine yol açarak canlı hayatını bir bütünen etkiliyor . Yine faaliyetler esnasında dere yatakları tahrip ediliyor, ulaşımı sağlamak uğruna  çoğu ormanlık olan alanlarda yol açma çalışması yapılıyor. Bu çalışmalar sonucu doğallığı tahrip edilen bölgedeki bir çok ağaç ve endemik bitki türleri  de yok ediliyor. Bu durum, orada yaşayan hayvanların  bölgeyi terk etmesine neden oluyor. Sonuç olarak   çoğunun Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu bulunmayan firmalar,  bölgede doğaya ve canlı  yaşamına önemli zararlar verdiği tespitinde bulunmak mümkün.

 

 

İtirazlar ve anlaşmazlıklar artıyor

Öte yandan korunan, her geçen gün büyüyen madencilik sektörü bölgede zaman zaman tansiyonun yükselmesine neden oluyor. Aşiretler , arazi sahipleri ve maden yetkilileri arasında yaşanan anlaşmazlıklar sık sık gündeme yansıyor. Her geçen gün büyüyen bu çatışkı zaman zaman köylülerin kendi aralarında da ‘ranta dayalı’ bir çekişmeye neden oluyor. Bu çatışkılardan dolayı maden şirketleri zaman zaman faaliyetlerini durdurmak zorunda kalıyor. Bölgedeki madencilik aramaları yoğunlaştıkça  yaşanan bu sorunlar da artıyor. Hatta geçtiğimiz aylarda Seyitoğlu Madencilik firmasının faaliyet yürüttüğü Kavaklı Köyü’nde madenciliğe karşı çıkan beş ayrı köylünün darp edilerek gözaltına alındığı kamoyuna yansımıştı.

 

HATSO: 110  kayıtlı şirket var bunlardan 10 tanesi aktif

 

İlk olarak konuştuğumuz Hakkari Ticaret ve Sanayi Odası (HATSO)  Başkanı Servet Taş, kentteki ocakların ekonomik olarak kentte önemli bir katkı sunduğunu savunuyor. Taş’ın paylaştığı verilere göre odaya kayıtlı 110 ayrı maden arama şirketi bulunuyor ancak bunlardan sadece 10 tanesi aktif olarak çalışıyor şu an. Taş, galeri sistemiyle faaliyetlerin yürütüldüğünü söylüyor ve denetime tabii olan söz konusu ocakların çevreyi tahrip ettiğine ilişkin bir duyum almadıklarını ifade ediyor.

‘’ İlimiz Çinko ve Kurşun madenleri açısından ciddi rezervlere sahip. Bu yönüyle dünyada 3. sıradayız. Bu Hakkari için ciddi ekonomik bir dinamiktir. Kapatılmış onarca maden ocağı var, şu an faaliyette olan 5-6 tane. Her biri 70-80 çocuğumuzu istihdam ediyor. Bu da Hakkari ekonomisine ciddi bir katkı sunuyor. Bizde 110’ dan fazla kayıtlı arkadaşımız var. Aktif olarak çalışanların sayısı  ise 10 civarında. Maden ocakları bir defa istihdama çok büyük katkı sunuyor. Aktif olan ocaklarda şu an 500 e yakın çocuğumuz istihdam ediliyor. Bunun Hakkari piyasasına da ciddi etkisi var. Çinko ve Kurşun diğer maden ocakları gibi değil. Galeri sistemi ile faaliyet yürütüyor. Yeraltında patlatma yaparak tüneller açıyorlar. Tüm maden ocakları denetime tabi ve zaman zaman denetleniyor. Tahribatla ilgili bir duyum almadık. ‘

 

HDP İl eş başkanı: Ekoloji açısından ciddi zararları var

 

HDP Hakkari İl Başkanı Lokman Özdemir , Maden ocaklarından belirli bir kesimin yararlandığını ifade ediyor ve ocakların çevreye ciddi zararlar verdiğini ekliyor ; ‘’ Maden ocaklarından belirli bir kesim yararlanıyor. 5-6 kişi milyarder oldu. Orada 200 kişi çalışıyor belki ama doğayı tahrip etme ve ekolojiyi bozma konusunda ciddi zararları var. Madencilik üzerine çalışma yapan mütteahitler birkaç fabrika kurabilirse insanların bir kısmı buradan geçimini sağlayabilir. Ama yatırımlar yine buraya yapılmıyor.  ‘’

 

 

Kavaklı Köyü’ndeki kazı çalışmaları suya, toprağa ve bitki örtüsüne önemli zararlar veriyor

 

Kentte bulunan ocakların en büyüklerinden olan  Sedex Resources Şirketi tarafından Hakkari’nin Kavaklı Köyü’nde yapılan kazı çalışmalarının,  çalışma alanının dışına çıktığı ve doğal ortamı tahrip ettiği dile getiriliyor. Köylüler 2021 yılında şirketin faaliyetlerinin durdurulması için yargı yoluna gitti. Köylüler , dava dilekçesinde arama faaliyetlerinin şu konularda zarar verdiğine yer verdi : “Adı geçen şirket, ruhsatlarında belirtilen sınırların dışına taşımışlardır. Köyün doğal ortamını bozmuşlardır. Ağaçlar sökülmüş ve tekrar yetişmelerine imkân verecek bir ortam kalmamıştır. Yeşil alanlar tahrip edilmiştir. Tarım ve hayvancılıkla ilgilenmek imkânsız bir hâl almıştır. Doğal kaynak suları kullanılamayacak hale getirilmiştir.’’

 

 

Köylüler adına davayı yürüten avukat Sefer Kurt , faaliyetlerin yarattığı ekolojik tahribatları şöyle sıralıyor;

‘’ Hakkari Kavaklı Köyü’nde faaliyet yürüten bir maden ocağıyla ilgili hukuki yollara başvurduk. Köy sakinleri genel olarak madencilik faaliyetleri nedeniyle birçok sıkıntıyı göğüslemek zorunda kalıyor. Köylülerin tamamı madencilikle uğraşırken maden şirketleri dağlarda gelişigüzel kazımlar yapması , aynı zamanda tahribat yarattıkları yerleri eski haline getirmemelerinden dolayı bütün yeşilliklerin üzeri şu an toz ve toprakla örtülmüş. Bu açıdan köylüler artık hayvancılıkla uğraşamaz bir duruma geldiler. Kavaklı Köyü genellikler dağlarla çevrili bir köy. Köylüler dağların yamaçlarındaki boş arazilerde tarımcılık yaparlardı. Yine meyve ağaçları üretirlerdi. Maden arama şirketi kendi şantiyelerini dağ eteklerindeki boş alanlarına kuruyor. Bu nedenle köylüler o alanlarda tarım yapamaz hale geldi. Yine köy içinde akan büyük bir ırmağımız var. Bu suda öncesinde tatlı su balıkları yaşardı ama suyun bulanık akması ve etraftaki bitkilerin yok olması nedeniyle balıklar da üreyemez veya yaşayamaz hale geldi. ‘’

 

 

Av. Kurt: Belli bir bölge için izin alan firma aradığını bulamayınca  sınırlarının dışında kazı yapıyor

 

 

‘’ Maden şirketi öncesinde cüzi bir alanda maden arama ruhsatı çıkarmışken delme usülü ile buradan herhangi bir netice alamadığında kenar dağlara sıçrayarak bu sefer kendi sınırları dışında kazmalara başladı. Bu kazımları yaparken daha önceki kazımları olduğu gibi bırakıp oradaki yeşilliğin bertaraf olmasına neden oluyorlar. Köydeki dağların tamamı ormanlık alanlarla kaplı. Maden şirketi yine burada gelişigüzel bir şekilde dağların tamamını telef ediyor, gerekli kurumlardan izin almaksızın bunları yapıyor. Irmakla yol arasında bir sürü yaşı yüzyılı geçmiş ceviz ağaçları vardı. Yine üzüm bağları vardı. Şirkete ait araçlar oradan daha rahat geçsin diye o ağaçlar ve bağlar yok edilerek dümdüz bir yola çevrildi. ‘’

 

 

Hukuki süreç devam ediyor

 

Başlattıkları yargı sürecinin devam ettiğini aktaran Kurt, ÇED raporlarına ilişkin ise şu bilgileri paylaşıyor; ‘’  Tarım ve Orman Bakanlığı’na yazdığımız yazıya kısmi bir cevap verdiler. 2021 yılı için  ÇED raporuna gerek yoktur şeklinde bir kararın bilgisini verdiler bize. Kendilerinin sahada yaptıkları incelemeler sonrasında bir takım ihlallerin olduğunu ve bu yönlü yaptırım ve tavsiyelerin olacağına ilişkin bir cevap da verildi bize. Yargı süreci şu an başlangıç aşamasında . Mart ayında öncelikli olarak birçok kurum ve bakanlığa yazılar gönderdik. Bir kısmında cevaplarlar geldi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yaptığı incelemenin devam ettiği cevabı geldi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan 2021 yılında ÇED raporuna gerek yoktur yönündeki kararı geldi. Yine Hakkari Valiliği’ne başvuruda bulunmuştuk. Oradan da incelemelerin devam ettiği ve ÇED raporuna ilişkin bir kısım eksikliklerin olduğuna dönük cevap geldi. Hala tam olarak cevaplar ve raporlar gelmiş değil. ‘’

 

Çıkarılan madenler 100-150 dolara satılan İran’dan  3500-4000 dolar civarından satın alınıyor

 

Buradan çıkarılan madenler İran’a ihraç ediliyor. İran’da işlendikten sonra Türkiye’ye  satılıyor. Ucuza satılan buradaki  ham madde o ülkedeki artı değer ve maddi kazanç sağlaması açısından bir dizi olumsuzluğa yol açıyor . Nitekim Hakkari Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı  Servet Taş tam da bu konuya dikkat çekiyor. İran’a satılan ham maddenin işlendikten sonra hangi rakamlarla tekrar  alındığına ilişkin şu detayları paylaşıyor;  ‘’ Yakın zamanda Siirt’te bir İzabe  Fabrikası kuruldu. Daha önce biz İran’a ham olarak maden ihraç ediyorduk. 100-150 dolara maden veriyorduk. İran işledikten sonra Türkiye’ye 3500-4000 dolar gibi astronomik fiyatlarla satıyordu. Bu fabrikanın kurulması ülkenin gelir kaybını önlemek adına anlamlı oldu.’’

‘’ Geçmişte Çin de vardı. Mersin limanından, İskenderun Limanından Çin’e gönderiliyordu. Bu maliyetli olduğu için İran’a yönlendiler. Şimdi İran ile ciddi bir maden ihracatı var. ‘’ diyen Taş,  Hakkari’nin Çinko ihracatında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde birinci olduğunu sözlerine ekliyor. Taş, Hakkari’nin 2014 yılında Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ihracatta birinci sıradaydı olduğunu hatırlatıyo

CHP Hakkari İl Başkanı: Tarım ve hayvancılık yok edildi , tek çare madencilik

Kentte uzun bir süredir eylem ve etkinlik yasakları söz konusu. Bu yasaklar son dönemlerde yayla, mera ve turizm alanları için de uygulanıyor. Kentteki birçok bölgeye girişler ya yasak ya da izne bağlı. Hakkari CHP İl Başkanı Nazım Demir ‘e göre bu yasaklardan dolayı tarım ve hayvancılığın yok olmak üzere olduğunu dile getiriyor ve maden ocaklarını tek çare olarak görüyor.

‘’ Maalesef şu an bizi kurtaracak tek şey olarak maden ocakları görülüyor. Madenler dışında kentin kalkınması için bir şey yok. Hakkari’ye ciddi katma değer sağlıyor.  Herkes şu an tüketici durumunda.  Meraların yasaklı olduğu bir yerde neyi bekleyebiliriz. Bugün etin kilosu 120 TL, sütün litresinin 20 TL olduğu bir yerde neyi bekleyebiliriz. Daha önce meracılık veya hayvancılık vardı, halkın yüzde 87 ‘si bununla uğraşırdı. Bir de tarım vardı yüzde 13 dolaylarında. Şu an köyler de yasaklı. Ondan dolayı şu an artık tek çare madenler . Madenler dışında bir şey kalmadı.

HATSO başkanı Taş gibi Demir de bölgedeki arama faaliyetlerinin galeri usulü ile yapıldığına dikkat çekiyor.  ‘’ Buradaki madenler Galeri sistemi ile çalışıyor. Dağlar da buna elverişli. Çinko ve kurşun madenin işlenmesi için kurulacak İzabe fabrikasının siyasi girişimlerden sonra Siirt ’e taşındığını söylüyor. ‘’   2016 yılında Cazibe merkezleri çalışması kapsamında 23 ilin kalkınması için fabrikalar açılacaktı. Buraya kurulacak fabrika Siirt’e taşındı. Buradaki gerekçeyi biz bilmiyoruz. Siirt’te belki bakır var ancak Çinko ve Kurşun burada çıkarılıyor. Oraya da kurulsun ama buranın hakkı olan fabrikayı oraya taşınması  bizi sıkıntıya soktu.’’

 

Hakkari’liler  maden ocaklarına ne diyor?

Konuştuğumuz Hakkari’li yurttaşlar da maden ocaklarının ekonomik katkısını önceliyor. Abdulhalik Kara isimli yurttaş, Hakkari için  ‘İşsizler ordusu’ tabirini kullanıyor ve devamında şu sözlere yer veriyor; ‘’ Son beş altı yılda artan maden sahaların kente  gelir sağlamalarını elbette olumlu karşılıyoruz. Hakkari’nin insanları mağdur. Bu yüzden Çinko madenciliği, fabrikaların daha çok istihdam sağlaması açısından iyi olacak. İşsizlik var gençlerde , bunların yüzde doksanı bundan faydalanacaktır. ‘’

Bir diğer Fehmi Atak kent sakinlerinin maden ocaklarından  faydalanmadığını, tüm kazancın  il dışından gelerek maden çıkaranlar ile İran’da işletenler arasında döndüğünü savunuyor. ; Hakkari  il ve çevresinin maden açısından zengin olduğunu herkes biliyor. Özellikle 15-20 yıldır bazı firmaların Hakkari’yi kapattığını görüyoruz. Bunların yüzde doksanı yabancı firmalara ait. İran’dan Trabzon’dan farklı firmalar gelmiş buraya. Gençlerin hiçbirisi fayda görmüyor. Hakkari halkının bu konuda şikayeti var. Hiç kimse faydalanmıyor, ne esnaf ne de köylüler. Para üretenlerle İran’da işletenler arasında dönüyor. Hakkari halkı bundan yoksun. ‘’

Haziran ayında kentte ‘Madencilik Çalıştayı’ düzenlendi

Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü, Hakkari’nin farklı noktalarındaki maden yatakları ile mevcut madenlerin potansiyelinin detaylı araştırılması ve çıkarılan madenlerden daha fazla katma değer elde etmek için, “Maden Zenginleştirmesine Yönelik Altyapı İnceleme Fizibilite Projesi” hazırlandığını açıklamıştı. Yine  geçtiğimiz Haziran ayında kentte Madencilik Çalıştayı düzenlenmişti. Hakkari Valisi ve Belediye Başkan Vekili İdris Akbıyık, Hakkari Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı, (DAKA) Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü ile Doğu Anadolu Madenciler Derneği’nin iş birliğiyle gerçekleştirilen çalıştayda, kentte yapılan çalışmalar hakkında bilgiler verildi. Çalıştaya, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Bilgin, İl Emniyet Müdürü Salavat Mete Pınar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, kurum amirleri, madenciler ve akademisyenler de katıldı.

Kazalarla sık sık gündemde

 

Maden ocaklarında yaşanan kaza veya göçmeler işçilerin hayatlarına mal oluyor. Son olarak 2021 yılında merkeze 20 kilometre mesafede bulunan Üzümcü köyünde faaliyet gösteren  firmaya ait çinko demir maden ocağında meydana gelmiş, iki işçi hayatını kaybetmişti

Hakkari’nin coğrafyası maden ocaklarıyla dolup taşıyor

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

BEDA
Giriş Yap

Ekolojihaber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin