1. Haberler
  2. Doğa ve Tarım
  3. Tarımsal kriz kapıda ; Zirai don birçok ürünü vurdu

Tarımsal kriz kapıda ; Zirai don birçok ürünü vurdu

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

EKOLOJİ HABER- Küresel iklim değişikliğinin yol açtığı mevsim anomalileri, Türkiye’nin dört bir yanında tarımsal üretimi tehdit ediyor. Copernicus uydu verilerine göre dünyada kayıtlara geçen en sıcak ikinci Mart ayının yaşandığı 2025’te, Türkiye’de ise ani sıcaklık düşüşleri nedeniyle zirai don felaketi yaşandı.Mart ayında sıcaklık kimi yerlerde 30 dereceyi bulurken, son haftalarda bazı bölgelerde gece hava sıcaklığının eksi 14-15’leri görmesi tarım alanlarında ciddi hasar yarattı. Yaşanan zirai don nedeniyle de Dêrsim’de dut, Çorum’da ceviz, Xarpêt’te badem, Karaman’da elma, Ege’de ve Trakya’da üzüm bağları, Malatya’da kayısı, Karadeniz’de fındık, Niğde’de patates, Konya’da erken ekilen şekerpancarı, meyve bahçeleri ve daha bir çok ilde tarla bitkileri, meyveler büyük zarar gördü.

Zirai donun nedenlerini ve alınabilecek önlemlerini MA’ya konuşan Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen) Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Çobanoğlu, zirai donun doğal bir olay gibi görünmesine rağmen iklim krizinin bir sonucu olduğunu vurguladı. İklim krizinin mevsim dışı doğa olaylarını ifade ettiğini anımsatan Çobanoğlu, “Örneğin birçok ormanlık alan madenlere açıldı. Dolayısıyla iklim değişikliğinin önü açılmış oluyor. Gene Ege’de jeotermal enerji santrallerinin (JES) yaratmış olduğu havasal kirlilik atmosferde sera gazı etkisi yapıyor. Karadeniz’de suların üzerine kurulan yoğun miktardaki hidroelektrik santraller (HES) suları hapsediyor. Rüzgar enerji santralleri soğuk havayı alıp götürecek rüzgarlara set oluşturuluyor. Barajların doluluk oranı düşüyor. Sera gazı oluşumu ile yağışların önüne geçildi. Orman yok olursa yağmur bulutları toplanmaz. Ormanlık alanların yağmur yağdırdığını bilim insanları söylemekte. Yani don olayı doğanın kendi ortaya çıkarttığı bir olay gibi görünse de öyle değil. Sermayenin, iktidarın doğayı katletmesi sonucu ortaya çıkıyor. Bu katletmelerin sonucu olarak ekosistem ister istemez kendini şekillendirmek zorunda kalıyor. 1 ay önce hava sıcaklığı 30 derecenin üzerindeyken birden bire 3 dereceye düştü. Bu ister istemez uyanan bitkilerin gelişimini olumsuz etkiledi. Bu nedenle de ciddi zararlar meydana geldi” dedi.

Don olaylarını engelleyecek yatırımlar yapılması gerektiğinin altını çizen Çobanoğlu, “Bunlara dönük önlem alınabilir. Fakat kamu bu yöntemlerin hiçbirisini kendi bütçesi ile yapmak istemiyor. Çiftçiler yapsın istiyor. Çiftçiler tarlasında don tehlikesine karşı ateş yaksın, sulama yapsın istiyor. Ancak bunu tek başına bir çiftçinin yaptığında da bir anlam ifade etmiyor. Bu örgütlü olarak yapılabilirse anlamlı hale geliyor. Çiftçi geçimini sağlayamıyor ki bu yatırımları nasıl yapsın. Kamunun yapması lazım. Bu zararlara karşı hiçbir önlem alınmadığı gibi ciddi miktarda yeni ürün desenleri, iklime dayanıklı ürünler gibi şirketlerin tohumlarını, fidanlarının hakim kılınmaya çalışıldığı bir politika haline getiriliyor. Bu zararlarla birlikte piyasa koşulları çiftçiler açısından çok kötü. İklime uygun diye ifade edilen birçok ürünün kimyasal girdisi daha yüksek. Örneğin geçen yıl birçok çiftçi narenciyeyi sokağa döktüğünü gördük. Sebze yetiştiren üreticilerin eylemlerine tanık olduk” diye konuştu.

İklim krizine neden olan yatırımları durdurmak gerektiğini ifade eden Çobanoğlu, bunun olmaması durumunda hem üreticinin hem de tüketicinin zarar göreceğini vurguladı. Tüketicilerin yüzde 80’inin gelir durumunun birçok ürünü almaktan uzak olduğunu kaydeden Çobanoğlu, “Limonu 10 liradan satamayan üreticiler marketten 70 liraya alıyor. Bundan para kazanan ise küçük tüccarlar bile değil, artık, büyük şirketler. Buna dur demenin yolu madencilik faaliyetlerine, enerji yatırımlarına dur demekten geçiyor. Yanlış bir izlenim de yaratıyor iktidar ve sermaye. Temiz enerji diye yeni kirli enerjileri aklama çalışıyor. Son çıkartmaya çalıştıkları İklim Yasası da bunu ifade ediyor. Karbon ticaretini şekillendiriyor, yenilenebilir enerjinin teşvik edilmesinden bahsediyor. Bu da daha fazla HES, güneş enerjisi panelleri, JES yapılacağı anlamına geliyor. Eğer mevsime uygun üretim tarzı olmazsa üreticiler üretimden kopacak, tüketici de daha zehirli ve kalitesiz ürün yer hale gelecekler. Önümüzdeki yıllarda şirketlerin gıdayı kontrolde hızlandığı, tüketicilerin gıdaya erişiminin zorlaştığı bir süreç yaşanacak. Buna hep birlikte karşı durabiliriz. Bir günlük market boykotu bile ciddi etki yarattı. Üretim ve tüketimden gelen gücümüzü kullanabilirsek bu sistemi değiştirebilir, iklim krizini durdurabiliriz” şeklinde konuştu.

Tarımsal kriz kapıda ; Zirai don birçok ürünü vurdu
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Ekolojihaber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
Erciş Haberleri