EKOLOJİ HABER- Fındığın taban fiyat olarak açıklanan 84 liranın altında bir fiyata satıldığını kaydeden Tüm Köy Sen Ordu Şubesi Başkanı Zekai Sağra, sözün öneminin kalmadığını ve üreticinin artık eyleme geçmesi gerektiğini söyledi.
Karadeniz’de hasadına devam edilen ve satışları başlayan fındık, her yıl olduğu gibi yine değerinin altında alıcı buluyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) alımı için taban fiyatı Giresun kalite fındığını 84 TL, Levant Kalite fındığını ise 82,5 TL olarak açıkladı. Ancak serbest piyasada fındık fiyatları, bunun çok altında satılıyor. Taban fiyat tavan fiyata dönüşürken, fındığın fiyatı kilogram başına bölge bölge 70-75-77 TL aralığında dalgalanıyor. TMO’nun dönüm başına belirli bir kiloda fındık alması üreticiyi serbest piyasaya iterken, üretici girdi maliyetlerini bile karşılayamayacağı bir fiyata fındığı satıyor.
Tüm Üretici Köylüler Sendikası (Tüm Köy Sen) Ordu Şubesi Başkanı Zekai Sağra, fındığın durumunu değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı fiyatların yıllardan beri üst rakam olarak işlem gördüğünü kaydeden Sağra, TMO’nun üretilen fındığın ancak 9’da 1’ini aldığını söyledi. Geri kalan üreticinin serbest piyasaya mahkum olduğunu vurgulayan Sağra, “Bu nedenle bugünkü fiyatlar 70-72 lira olarak piyasada dönüyor. Cumhurbaşkanı, sanki 130 lira veriyor gibi bir açıklama yaptı. Ama yıllardan beri olan bu senede oldu. Kaldı ki ziraat odalarının 82 lira olarak açıkladığı bir maliyet hesabı vardı. Dolayısıyla bu rakamlarla üreticinin üretim yapması, para kazanması mümkün değil. Üreticiyi ayakta tutacak rakam 130 liradır” dedi.
FINDIKTA TEKELLEŞME
Her yıl planlı bir şekilde fındık üreticisinin uluslararası gıda tekellerine ihale edildiğini belirten Sağra, 2012’de İtalyan Ferraro firmasının Türkiye’de önemli bir fındık alıcısını satın almasıyla birlikte tekelleştiğini ve fiyatı ayarlayan bir duruma geldiğine dikkat çekti. Açıklanan ve satın alınan arasındaki 10 liralık farkın bundan kaynaklandığını sözlerine ekleyen Sağra, “Bu tekeller aldıkları kararları da iktidarla birlikte alıyor. Dolayısıyla üreticinin ne kazandığı kimsenin derdi değil. Üretici temsilcisi gibi görünen odalar da bu işi birlikte tezgahladı. Aradaki fark 10, 20, hatta daha fazla da olur. Kaldı ki bu sene fındıkta 800 bin ton gibi bir rekolte belirlediler. Bu durumda 1 lira bile büyük bir para yapar ki bu bile fındıkta ki vurgunun boyutunu anlatmak için güzel bir örnek. 10 liralık fark ise 8 milyar gibi bir rakam yapar” diye belirtti.
‘ÜRETİCİ ÜRETİMDEN KOPTU’
Ülkeye ihracat geliri olarak girip üreticinin cebine girmesi gereken paranın ticareti ve tarımı yöneten birimlerle gıda tekellerinin arasında bölüşüldüğünü aktaran Sağra, şöyle devam etti: “Fındık altın gibi hemen paraya çevrilebilen, dünya piyasasında yüz milyarları aşan bir piyasanın olmazsa olmazıdır. Verilen fiyatta üreticiyi bahçeye girip girmeme konusunda bıçak sırtında bırakıyor. Üretici de bu şartlarda üretimden kopuyor. Üreticinin büyük bir kısmı ortakçılık dediğimiz bir sistemle daha yoksul insanlara bahçesini veriyor.”
‘STRATEJİK ÜRÜN OLMALI’
Sorunun çözümü için öncelikle siyasi iradenin üretimden yana olup olmadığına karar vermesi gerektiğini vurgulayan Sağra, fındığın yerine başka ürünün ikame edilemeyeceği önemli bir ihraç ürünü olduğunu söyledi. Türkiye gibi cari açık veren ülkelerde ihracat ürünlerine kıymet verilmesi gerektiğini söyleyen Sağra, “Sadece alıp satmakla bile bir kaç firma Türkiye’ye giren paranın 10 katını kazanıyor. Siyasi iradenin buna göz atması lazım. Bunun yasal dayanağının da olması lazım. Böyle bir ürünün stratejik ürün olarak ilan edilmesi gerekir ki politikalarda devamlılık olsun. Biz artık fındığı konuşmayalım” ifadelerini kullandı.
‘ÜRETİCİLER ÖRGÜTLENMELİ’
Üretici açısından ise artık konuşmanın bir anlamı kalmadığını söyleyen Sağra, sözlerin eyleme dönüşmesi gerektiğinin altını çizdi. Üreticinin zulüm altında olduğunu kaydeden Sağra, “Başkaldırmamız lazım. Yaşadığımız şu olay başka bir yerde yaşansa büyük tepkiler olur. Demokratik tepkimizi ortaya koymalıyız. Siyasi iktidarla organize bir şekilde sofradaki ekmeğe el uzatılıyor. Üreticilerin örgütlenip sokağa çıkma zamanı” diye konuştu.