EKOLOJİ HABER- Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), 1 Aralık Cuma günü 17:30-18:00 saatleri arasında Dubai’deki İklim Zirvesi COP28’de düzenlediği bir basın toplantısıyla Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası’nın üçüncü ve son raporunu açıkladı.
Rapor, Türkiye’nin net sıfır karbon emisyonu hedefine kömürü aşamalı olarak devreden çıkararak, yenilenebilir enerjiye (ağırlıklı olarak güneş ve rüzgar) hızla geçerek, iletim sistemindeki esneklik seçeneklerini kullanarak (pompaj depolaması, bataryalar vb.) ve sanayi, ulaşım ve binalarda elektrifikasyon ve enerji verimliliği yoluyla nasıl ulaşabileceğini gösteriyor.
Net Sıfır Senaryosu, karbon tutma ve yakalama ve negatif emisyon teknolojileri kullanılmadan Türkiye’nin emisyonlarını 2018 seviyelerine kıyasla 2030 yılında %32 ve 2050 yılında %68 oranında nasıl azaltabileceğini ortaya koydu.
Basın toplantısında, İPM İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü ve projenin lideri Dr. Ümit Şahin, üç yıllık projenin öne çıkan bulgularını sunarak Türkiye’de daha iddialı bir iklim politikasının ve 2053 yılına kadar net sıfırın nasıl mümkün olduğunu açıkladı.
Türkiye’nin Karbonsuzlaştırma Yol Haritası çalışmasının ilk aşamasına göre, Türkiye emisyonlarını 2030 yılına kadar 2018 seviyelerine kıyasla %32 oranında azaltabilir ve 2050 yılına kadar %68 oranında azaltım sağlayabilir. Raporda, kömür yakıtlı enerji santrallarının çok büyük bir kısmının 2035 yılına kadar, tamamının ise 2040 yılına kadar tamamen kapatılabileceği vurgulanıyor.
Türkiye’nin Dekarbonizasyon Yol Haritası çalışmasının maliyet analizi kısmı ise net sıfır senaryosunda özetlenen dönüşümün yatırım, işletme, bakım ve diğer maliyetler dahil toplam maliyetinin 2020-2030 yılları arasında 171 milyar dolar olduğunu ortaya koydu. Toplam faydaların büyük bir kısmının (70 milyar dolar) azalan yakıt tüketiminden kaynaklandığı belirtilen rapora göre, net maliyetin 101 milyar dolar veya yılda yaklaşık 10 milyar dolar olduğu tahmin edildi.
2023’te tamamlanan üçüncü aşama ise, elektrik sektörünün dönüşümünün zamanlamasına, coğrafi dağılımına ve şebeke üzerindeki etkisine odaklanarak beş yıllık aralıklarla karbonsuzlaştırma yörüngesini önceliklendiriyor.
Rapor, kömürden uzaklaşmayı tamamlamak için elektrik sektöründeki mevcut kömürlü termik santralların ne zaman ve hangi sırayla aşamalı olarak kapatılabileceğine dair içgörüler sunarken uygun depolama tesisleriyle birlikte belirli bölgelerde yeni gaz ve yenilenebilir enerji santrallerine duyulan ihtiyacı özetliyor ve bunların ne zaman ve ne ölçüde hayata geçirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İklim Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, Türkiye’nin net sıfır 2053 hedefinin çok önemli bir hedef olduğunu vurgulayarak, “Üç yıldır yürüttüğümüz kapsamlı çalışmalarla yenilenebilir ve temiz enerjiye dayalı bir enerji sistemi ile bu hedefe ulaşmanın mümkün olduğunu gösterdik. Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yolu: 2050 Net Sıfır raporu 2050 yılında %68 emisyon azaltımı sağlayabileceğimizi gösterdi. Şebeke esnekliğini sağlayacak önlemlerin alınmasıyla yenilenebilir enerjinin üretimdeki payının 2050 yılında %91’e, depolama sistemlerinin 40 GW’a ulaşacağını ve elektrikli araç stokunun ise 2050 yılında %66 paya (19,4 milyon elektrikli araç) sahip olacağını öngördük” dedi.
Şahin şöyle devam etti: “Devam çalışmamız, net-sıfır hedefine adım adım nasıl ulaşılacağını göstermeye yardımcı oldu. Yerli linyit yakıtlı kömür santralı kapasitemizi 2030 yılında 3GW’a düşürebileceğimizi ve 2035 yılında ise tamamen kapatabileceğimizi gördük. İthal kömürlü termik santral kapasitesinin ise 2030’da 4 GW’a gerileyeceğini ve 2035’ten sonra tamamen kapatılabileceğini hesapladık. Böylece 2050 yılında fosil yakıtlara dayalı enerji üretimi sadece %7 olurken; güneş, rüzgar, jeotermal ve biyokütlenin payı %80’e yükselecek.”
İklim haber