EKOLOJİ HABER- Türkiye Ormancılar Derneği (TOD) tarafından yapılan açıklamda, İzmir’de son 10 yılda 14 bine yakın hektarlık ormanlık alanın yandığı belirtildi ve yaz ayına 2 hafta kala önlem alınması çağrısında bulunuldu.TOD İzmir Temsilciliği, hemen her yaz mevsiminde yaşanan orman yangınlarına ilişkin alınması gereken önlemlere dair yazılı açıklama yaptı.
Değişen koşullardan ötürü yangın biçimlerinin de değiştiğini ve büyük yangınların ekosistemleri olumsuz etkilediği aktarılan açıklamada, “Durumun bu hale gelmesinin nedeni ise yine insanlar ve onların kontrolsüz faaliyetleri. Özelliklede yangın sonrası yangına uyarlanmış ekosistemlerdeki olumsuz insan faaliyetleri büyük sorunlar yaratabiliyor” ifadeleri yer aldı.
İzmir’de 2023 yılında 163 adet orman yangınının kayda alındığı belirtilen açıklamada, “Bu yangınlar içinde en büyüğü 1089 hektar ile Bergama Orman İşletme Müdürlüğü Kırkgeçit Orman İşletme Şefliğinde olmuştur. Diğer büyük yangınlar Gaziemir Orman İşletme Müdürlüğü Menderes Orman İşletme Şefliğinde çıkan 323 ve 266 hektar büyüklüğündeki iki yangındır.İzmir’de son on yılda yaşanan toplam bin 714 yangında 13 bin 547 hektar ormanlık alan yandı. Örneğin 2019, 2020 ve 2023 yılları dikkat çekicidir. 18 Ağustos 2019 tarihinde yaşanan Tırazlı orman yangınında 4 bin 346 hektar orman heba olmuştur. Bu büyük yangınların iyi analiz edilmesi, bundan sonra olabilecek yangınlarının büyümeden önlenebilmesi için önemli veriler sağlayabilecektir” denildi.
Son yıllarda yanan alanlar oranında görülen artış üzerinde durulması gerektiği ifade edilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:”Bu sonucu sadece küresel iklim krizi ile açıklamak sorunu hafife almak demektir. Alınan tedbirlerin gözden geçirilmesi ve yeni önlemler alınması gerektiği açıktır. Yeni yangın sezonunun başladığı bu günlerde değerli basınımızın orman yetkilileriyle buluştukları her ortamda ‘alınan önlemlerin neler olduğu, geçmiş yıllarda görülen eksiklik ve aksaklıkların giderilip giderilmediği, yangınla bire bir ilişkili vatandaşların eğitimi ve gereksinimlerinin karşılanıp karşılanmadığı, özellikle son yıllarda dikkate alınmayan insan faktörü konusunda neler yapıldığını’ sorgulaması gereklidir.”
MA