Ermenistan’daki Metsamor Nükleer santrali Ağrı ve Iğdır’a zehir saçıyor

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

1976 yılında faaliyete başlayan Ermenistan’daki Metsamor Nükleer Santrali, birkaç kilometre yakınındaki Iğdır ve Ağrı illeri için büyük tehlike taşıyor. Hava kirliliğine neden olan santral, canlı yaşamını da olumsuz etkiliyor. Doğu Anadolu Çevre Platformu üyesi Mehmet Nuri Taşdemir, santralın etkilerini Ekoloji Haber’e değerlendirdi.

 

Özel Haber: Mubin Mohammadzadeh

 

Metsamor Nükleer Santrali Ermenistan’daki 33 nükleer santralden birisi. 1976 yılında faaliyete giren santral Ermenistan’ın enerji ihtiyacının yüzde 27’sini karşılıyor. Dünyanın en  eski teknolojisine sahip santral Iğdır iline 30 km uzaklıkta. Iğdır ve Ağrı gibi kentleri direkt etkileyen bu santralin zehir saçtığı belirtiliyor.

 

Iğdır’ın son yıllarda Avrupa’nın en kirli havasına sahip olmasında da pay sahibi olduğu bildirilen bu santralden yayılan radyasyondan dolayı bölge illerinde kanser ve solunum yolu başta olmak üzere birçok hastalığın arttığı ifade ediliyor.

 

“Bölgedeki insanlarda  kanserojen türünden hastalıklar baş gösterdi”

 

Doğu Anadolu Çevre Platformu üyesi aktivist Mehmet Nuri Taşdemir, santralin çevreye ve insan sağlığına olan etkilerini Ekoloji Haber’e değerlendirdi. Çernobil faciasını hatırlatan Taşdemir, “ 1976 yıllarında faaliyete geçmiş, eski teknolojiyle yapılmış bir santral. Çernobil ile aynı zamanda yapılan bir nükleer santraldir. 1990 yıllarda Çernobil patladı onunla birlikte çevresel sorunlar o zaman ortaya çıktı. Bu nükleer santral Türkiye sınırına 16 km uzaklıkta. Iğdır’a da 30 – 35 km uzaklıktadır, yakın olduğu için Iğdır’ı etkiliyor. Bununla beraber bu bölgenin hepsini etkiliyor çünkü buradan çıkan şey  havaya karışıyor, rüzgâr, yağmur o veya kar yoluyla diğer  bölgelere de gidiyor.  Iğdır’ın havası kirli. Türkiye’de en çok uçak  seferleri iptal edilen yer Iğdır’dır . Çünkü bu nükleer santralin verdiği hava diğer havayla birlikte sirkülasyon yapmıyor, bu olmayınca   o kirlilik olduğu gibi duruyor yani bir pervane düşünün pervane çalışmıyor.  Bölgedeki insanlarda özellikle kanserojen türünden hastalıklar baş gösterdi. Bölge insanlarında  kalp yetmezliği, akciğer sorunları öne çıkıyor..” Sözlerini kullandı.

 

 

 

” Faaliyetleri derhal durdurulmalı”

 

Bölgedeki insanlarla beraber hayvan ve bitkilerin de olumsuz etkilendiğini belirten Taşdemir, şu sözlerle devam etti; “ 1988’de buraya ek takviye yapıldıktan sonra yeniden faaliyete girdi. Bununla birlikte santralin olduğu bölgenin bir tarafında  Ağrı Dağı var bir tarafta Elegez Dağı var. Yaklaşık deniz seviyesinde 800 metre rakım civarlarındadır. Bu iki dağ arasında  hava sirkülasyonu olmadığı dönemlerde çok büyük bir risk teşkil ediyor.  Bu risk bölgede her geçen gün artıyor. Çünkü 1986 yıllarda yaşanan deprem bunda bir tahribat oluşturdu. Hala oradan büyük bir fay hattı geçiyor. Yani en küçük depremde büyük facialara sebep olabilir.Bunun dışında  bölgedeki insan ve hayvanlarda hastalıklar baş gösterdi. Hayvanlarda üreme sorunu düşük vakaları arttı. Santralin derhal faaliyetlerini durdurması lazım. Çünkü her geçen gün bölgedeki insanlar üzerinde zararları artıyor. Sadece insan değil hayvansal ve bitkisel zararlar oluşmaktadır.”

 

“Uluslararası bir sorun ”

 

Tehlikenin, bölgeyi ekonomik olarak da gerilettiğini ifade eden Taşdemir, “Bölge zaten kalkınmışlıkta en sonuncu bölgedir. Iğdır’da sebzecilik geriledi. Geçinemeyen halk göç ediyor. Bu uluslararası  bir sorun ve insanların elinden bir şey gelmiyor. Bölgedeki insan sağlığı, hayvan sağlığı ve bitki sağlığı üzerinde deney yapanlar yaşanan sorunların sorunun nükleer santralden kaynaklandığını defalarca vurgulamışlardır.” dedi.

 

 

 

“Olası bir deprem felaket getirecek”

 

Sınır kenti Iğdır’da yaşanan hava kirliliğine değinen Taşdemir, Metsamor’un olası bir depremde daha büyük felaketlere yol açacağını belirtti. “ Iğdır bölgenin en kirli havasına sahip bir ili. Bunun en büyük sebeplerinden biri de  Metsamor’un faaliyetleri. Coğrafik yapısından dolayı hava sirkülasyonu olmamaktadır, yani metsamorun havaya vermiş olduğu kirli hava iki dağ arasında sıkışıyor ve hava kirliliği ortaya çıkıyor. Santral aynı zamanda deprem kuşağında. Olası bir depremde hasar görecek ve bölgeye felaket getirecek. 1840 yılında Ağrı Dağı’ndaki büyük patlamada bölgedeki köyler lavlardan olumsuz etkilenmişti. Bir depremde benzeri felaket bu sefer Metsamor’dan yayılacak.”

Ermenistan’daki Metsamor Nükleer santrali Ağrı ve Iğdır’a zehir saçıyor

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

BEDA
Giriş Yap

Ekolojihaber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin