EKOLOJİ HABER- Birleşmiş Milletler (BM) Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) hazırladığı yeni bir rapora göre her üç çocuktan biri, yani dünya genelinde 739 milyon çocuk, halihazırda yüksek ya da çok yüksek su kıtlığına maruz kalan bölgelerde yaşıyor.
Dubai‘de ay sonunda yapılacak COP28 İklim Değişikliği Zirvesi öncesinde yayımlanan ve UNICEF’in 2021 tarihli Çocukların İklim Riski raporuna ek olarak hazırlanan rapor, iklim değişikliğinin etkilerinin hissedildiği alanlardan biri olan su konusundaki kırılganlığın çocuklar üzerindeki tehdidine ışık tutuyor.
Raporun bulgularına göre, en fazla çocuk su kaynaklarının sınırlı olduğu, mevsimsel ve yıllar arası değişkenliğin, yeraltı su seviyesinin düşmesinin veya kuraklık riskinin yüksek olduğu Orta Doğu ve Kuzey Afrika ile Güney Asya bölgelerinde yaşıyor.
UNICEF’in analizine göre, 347 milyon çocuğun yüksek veya aşırı yüksek seviyede su kıtlığına maruz kaldığı Güney Asya tüm bölgeler arasında aşırı su kırılganlığına maruz kalan 18 yaş altı çocuk sayısının en yüksek olduğu yer.
Nijer, Ürdün, Burkina Faso, Yemen, Çad ve Namibya’da her 10 çocuktan 8’i aşırı su hassasiyeti yaşıyor. 2050 yılına kadar 35 milyon çocuğun daha yüksek veya çok yüksek düzeyde su stresine maruz kalacağı tahmin ediliyor.
Su stresi toplam su talebinin mevcut yenilenebilir yüzey ve yeraltı suyu kaynaklarına oranını ifade etmek için kullanılıyor.
Su kıtlığı çocukların refahını ve büyümesini etkiliyor, gıda güvensizliğine, yetersiz beslenmeye ve ishal gibi diğer hastalıklara neden oluyor. Çiftçi ailelerin karşılaştığı mali zorluklar çocukların eğitimini etkiliyor ve çocukları çalışmak zorunda bırakıyor. Ayrıca, su kıtlığı tarım, sanayi ve ekonomik büyüme için de bir tehdit oluşturuyor.
Güney Asya’daki su kıtlığının nedenleri arasında kötü su kalitesi, su eksikliği ve kötü yönetim yer alıyor. Bölge, dünyadaki çocukların dörtte birinden fazlasına ev sahipliği yapmasına rağmen, dünyadaki yenilenebilir suyun sadece yüzde 4’üne sahip. İklim değişikliği ve artan su talebi nedeniyle birçok Güney Asya ülkesinde kuraklıklar daha sık ve daha şiddetli yaşanıyor ve daha uzun sürüyor.