İkizköy ve Deştin direnişçileri: Oyumuz doğayı koruyandan yana

Muğla’da İkizköy ve Deştin köylerinde yaşam alanları için direnen köylüler, oylarının doğayı koruyandan yana olduklarını belirterek, “Kim doğayı, zeytinimizi, suyumuzu koruyorsa, bizler de seçimlerde onları destekleyeceğiz” dedi.

AKP iktidarının 21 yıllık döneminde artan rant politikaları ve doğa talanından en çok etkilenen kentlerden biri de Muğla oldu. Mevcut termik santrallerin yanı sıra kentin kıyıları imara, dağları ve zeytinlikleri de çimento fabrikaları ve maden ocaklarının talanına açıldı. Yaşanan orman yangınları sonrasında küle dönen yerlere yapılan büyük oteller, kıyı işgalleri, Sit Alanlarının talan edilmesiyle Muğla’da birçok alanda büyük bir tahribat yarattı. Yaşam alanlarının tahrip edilmesiyle köylüler bölgeden göçe zorlanırken, bu politikalara karşı birçok direniş de yaşanıyor.

Milas İkizköy’de Akbelen Ormanı maden ocağına karşı direnen köylüler ile Menteşe ve Yağatan’ın Bayır ve Deştin mahallelerine yapılan çimento fabrikasına karşı direnen yurttaşlar, talana geçit vermemek için büyük bir mücadele örüyor. Yurttaşlar, 14 Mayıs’ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlerinde de köylerini talana açan siyasi partilere karşı ekolojik bakış açısı taşıyan partileri destekleyeceklerini söyledi.

Seçimlerin önemini, toprağı, suyu, zeytinliği için mücadele eden yaşam savunucularından İkizköy ve Deştin direnişçileri ile konuştuk.

İkizköy Çevre Komitesi üyesi Nejla Işık, herkesin seçime odaklandığını kaydetti. Bu seçimlerde ya hep birlikte kazanacaklarını ya da hep birlikte kaybedeceklerini söyleyen Işık, direnişe başladıkları ilk günden bu yana AKP ve MHP dışında tüm partilerin kendilerini ziyaret ettiklerini dile getirdi. Işık, “Tüm partilere, ‘Yaşamımızı yok eden termik santrallere karşı net bir tavır koyacak mısınız?’ diye soruyoruz. Çünkü biz kim gelirse gelsin, yaşamımızı korumaya devam edeceğiz. Siyasi partilerin milletvekilleri sermayeye değil, halka vekillik yapsınlar istiyoruz” diye belirtti.

Doğanın, toprağın ve insanların emeğinin değerini bilenlerin vekil olarak seçilmesini isteyen Işık, “Sesimiz daha çok duyulsun istiyoruz. Akbelen direnişinde Yeşil Sol Parti’nin desteğini çokça gördük. Akbelen’in sesinin duyulması için, soru önergelerinin verilmesi için ilk başta Yeşil Sol Parti hareket etti. Yeşil Sol’un doğa mücadelelerinin, çevreye karşı duyarlılığının daha fazla olduğunu görüyorum. Biz, direnişimizin yanında olanlardan yana oyumuzu kullanacağız. Yine kadınların doğa mücadelesinde daha önde olduklarını da bildiğimiz için kadın vekillerin Meclis’te daha güçlü temsil edilmesini istiyoruz” diye konuştu.

İkizköy Çevre Komitesi Sözcüsü Hasan Yorulmaz da yaşam alanlarının kömürle kirlenmesini istemediklerini belirterek, “Hangi siyasi parti iktidara gelirse gelsin, ben mücadeleme devam edeceğim. Benim için doğanın, zeytinliklerin korunması yaşamsaldır. Siyasi partilerin bizi anlayacağını ümit ediyorum. İktidar değişse de değişmese de bizler; doğamızı, kuşumuzu, kurdumuzu, bahçemizi ve yaşamı korumaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Seçimlerde oylarını doğayı ve yaşamı koruyanlara yana kullanacaklarını belirten Yorulmaz, “Bizim sorunumuzu anlamayan, görmezden gelen siyasi partilerle bir ilişkimiz olamaz” dedi.

Deştin Çevre Platformu’ndan Raziye Özdemir ise, seçimlerde direnişlerini destekleyen partilerden yana oy kullanacaklarının altını çizdi. Özdemir, şunları söyledi: “Bizim yanımızda olanların bizler de yanındayız. Kim bizim direnişimize destek verdiyse, oyumuzu da onlardan yana kullanacağız. Bizler yaşlılarımızı zor da olsa oy vermeye götürdük. Fakat o oy verdiklerimiz direnişimizin yanında olmadılar. Muğla Büyükşehir Belediyesi bizim yanımızda yoktu, Menteşe Belediye Başkanı ise şirketin ruhsatını verdi. Gözaltına alındığımız gün kendisi maça gitmiş. Biz halkız, onların oturdukları koltuklar bizim koltuğumuzdur. Köylü milletin efendisidir. Bize sahip çıkmayana biz de çıkmayız. Şu anda yanımızdakilerleyiz, oyumuz yanımızda olanlardan yana olacaktır” şeklinde konuştu.