EKOLOJİ HABER- Tahıl üretimin fazla olduğu Ağrı’da yaşanan kuraklık ve yağışlardaki düzensizlik, hem üretimin düşmesine hem de su sorunun yaşanmasına neden oldu. Diyadin Ziraat Odası Başkanı Niyazi Polat, iklim değişikliğinin etkilerine dikkat çekerek, tarımsal alanların bundan etkilendiğini söyledi.
Tarım ve hayvancılık, sanayinin gelişmediği Ağrı’da, kent halkının en temel geçim kaynağı. Kentte, tarım arazilerinin alanı, toplam yüzölçümün %31,7’sini oluşturuyor. Tarım arazilerinin yüzde 47,7’si sulanabilir olmasına rağmen, bu arazilerin ancak yüzde 5’i sulanıyor. Tarım İl Müdürlüğü verilerine göre her yıl 80-90 ton arası tarımsal ürün elde ediliyor. Yer altı sıcak su kaynaklarının varlığından dolayı jeotermal seracılık da oldukça gelişmiş durumda. Seradaki sebzelerin yanı sıra Ayçiçek gibi değeri yüksek ürünler de son yıllarda üretimi yapılan ürünlerden.
2024 yılında tarımsal üretimde bir düşüş yaşandı. Bu durum, yoğun olarak yetiştirilen buğday ve arpa gibi tahıl ürünlerinin rekoltesine de yansıdı. Kuraklık ve yağışlarda yaşanan düzensizlik, yaşanan bu düşüşün ana sebepleri olarak gösteriliyor. İlkbahar ve yaz dönemlerinde yaşanan seller, hasat döneminde de sık sık yaşandı. Zaman zaman don olaylarının da yaşanmasıyla tarımsal üretim oldukça zarar ördü.
Ağrı’nın Diyadin ilçesi Ziraat Odası Başkanı Niyazi Polat, iklim değişikliğinin bölgedeki yağışlarda bir dengesizliğe neden olduğunu söyledi. Ziraat Mühendisi de olan Polat, şunları söyledi; “ İklim değişikliği bölgedeki yağışlarda bir dengesizliğe neden oldu. Kar ve yağmur yağışının düzeni değişti. Bu nedenle sel felaketleri artmaya başladı. Bölgedeki kuraklık aşırı düzeyde baş göstermeye başladı. Su kaynaklarından faydalanmaları lazım. Murat Nehri gibi bir nehir akıyor. Barajlar kurulabilir, göletler yapılabilir. Ancak bu su boşa akıyor, üretici faydalanamıyor. Bu suyun değerlendirilmesi lazım.”
Yaşanan su sorununa dikkat çeken Polat, “Sanayi olmak üzere ülkeyi ayakta tutan tarımdır. Tarımın ayakta tutulması lazım. Toprağa sahip çıkmak lazım. Yağmur, yağması gereken süreçte yağmıyor. Düzensiz yağışlar tohumun yetişmesini veya çimlenmeyi engelliyor. Zamansız yağışların bir faydası olmuyor. Tarımsal alan, iklim değişikliğinden oldukça olumsuz etkileniyor. İnsanlar içme suyunu bulamaz hale geldi. 10 sene sonra daha büyük sorunlarla yüz yüze kalınacak.” Diye devam etti.
